Tarım ve Köyişleri Bakanı M. Mehdi Eker: “ASÜD, sektörün ihtiyaç duyduğu bir organizasyon”
ASÜD’ün 1. Olağan Genel Kurulu’na katılan Bakan Eker, süt sanayinin ihtiyaç duyduğu bir organizasyon olduğunu belirttiği ASÜD’ün, sektörün güçlenmesine vesile olmasını diledi.
Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği’nin (ASÜD) 1. Olağan Genel Kurulu, 25 Kasım Çarşamba günü Ankara’da gerçekleştirildi. Genel Kurula Tarım ve Köyişleri Bakanı M. Mehdi Eker, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz ile çok sayıda davetli katıldı
Genel Kurulda konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanı M. Mehdi Eker, ASÜD’ün süt ve süt ürünleri sanayinin ihtiyaç duyduğu bir organizasyon olduğunu ifade ederek, bu şekildeki bir yapılanmanın sektörün güçlenmesine vesile olmasını diledi. Süt sektörünün sorunlarına değinen Eker, Türkiye’de sütün büyük ölçüde süt sığırcılığından elde edildiğini, bu alandaki sıkıntıların başında ölçek probleminin geldiğini ve ülkemizin henüz endüstriyel tip süt üretimine yeni geçtiğini belirtti. Profesyonel anlamda büyük çiftlikler yapılmadığı sürece sütün toplanması ve hijyeni gibi konularda yaşanan bugünkü sıkıntıların devam edeceğini söyleyen Eker; 2007 yılında hayvancılık destekleme sisteminde değişikliğe gittiklerini ve desteklemelerde ölçek ekonomisini esas aldıklarına dikkat çekti. Süt üretiminin 6 yılda, yıllık 8 milyon tondan 12 milyon tona çıktığını söyleyen Eker, ancak kayıt altına alma oranının henüz yarıya yakın olduğunu kaydetti.
Kısa zamanda büyük başarı
Genel Kurulun açış konuşmasını yapan ASÜD Kurucu Başkanı Ali Ülker; kuruluşunun üzerinden 8 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 64 üyeye ve 3 milyon ton/yıl süt işleme kapasitesine ulaşan ASÜD’ün, sektörünün en yüksek temsil kabiliyetine sahip sivil toplum kuruluşu olduğunu belirtti. Bunu büyük bir başarı olarak gördüğünü belirten Ülker; bu başarının, ambalajlı süt ve süt ürünleri sektörüne odaklı bir yapı ihtiyacından yola çıkan ASÜD’ün ‘ne kadar önemli bir sektörel ihtiyaca cevap verdiğini ortaya koyması bakımından’ son derece anlamlı olduğunu dile getirdi. Ülkemizin “sürdürülebilir kırsal kalkınma” hedeflerinin gerçekleşmesi için Türk süt ve süt ürünleri sektörünün ihracat yapabilir konuma gelmesini önemli bir çıkış ve çözüm yolu olarak gördüklerini açıkladı. Bu sürecin global boyutunda Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) olduğunu söyleyen Ülker, dünya süt zinciri içinde her konuda önemli bir lobi gücüne sahip olan IDF’ye üyeliklerinin, bu mekanizma içinde alınan kararlarda etkili olabilmek adına atılmış önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Sektörün itibarı önemli
“ASÜD olarak, ‘ihracat yapabilir’ konuma gelmeyi ülkemiz gıda sektörünün itibarı açısından da büyük bir adım olarak görmekteyiz” sözleriyle konuşmasını sürdüren Ali Ülker, “Nitekim ülkemizde incelemelerde bulunan AB uzmanlarının hazırladıkları raporlarda, endüstriyel üretim yapan süt ve süt ürünleri tesislerimizde hijyen bakımından sorun olmadığına dair vurgular vardır. Ancak bu vurgular dahi, ihracatımızın önündeki engellerin kaldırılmasını sağlamamıştır” dedi.
Bu engelleri aşabilmek adına Brüksel’de yoğun lobi çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Ülker, “Birincil üretimden başlayarak herkesin yapması gereken ödevler ve aşması gereken engeller var. Bakanlığımızdan Süt ve süt mamulleri konusundaki FVO misyonu raporları ve bunun gereklerinin yerine getirilmesi noktasında daha aktif ve katılımcı bir rol oynamasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Bu alanda son bir gelişme olarak TGDF öncülüğünde hazırlanan “Süt ve Süt Ürünleri Sektörü İyi Hijyen Uygulamaları Rehberi” ile ilgili çalışmaların bittiğini, Bakanlık onayının ardından ASÜD tarafından sektörün hizmetine sunulacağını bildirdi.
Kayıtdışı yüksek seviyede
Sektörün en önemli sorunlarının başında kayıt dışı geliyor. Ülkemiz 12 milyon ton süt üretimi ile dünyanın 15., IDF’e üye 58 ülke arasında ise 9. büyük süt üreticisi ülke konumunda bulunuyor. Bu madalyonun bir yüzü, ama öbür yüzünde olumsuz bir tablo hâkim. Çünkü 12 milyon ton süt üretiminin sadece %40’ı süt sanayindeki tesislere giriyor ve kayıtlı olarak işleniyor. Oysa Avrupa Birliği’nde bu oran, %95 gibi çok yüksek bir seviyede. Bu nedenle ülkemizde süt zincirinin en temel sorununu kayıt dışılık oluşturuyor. İşte bu noktada ambalajlı üretim daha da önem kazanıyor. Zira ambalajlı üretim, kayıtlı ve güvenilir gıda üretimi anlamına geliyor. Kayıt dışı üretimle mücadelenin çözümünde ambalajlı üretim kilit rol oynuyor.
Konuşmasında kayıt dışı konusuna da değinen Ülker, paydaşların iş birliği ve desteği ile bu sıkıntının giderilmesinde büyük mesafe kaydedileceğine inandığını ve Kırsal Kalkınma hedeflerinin tutturulabileceğini söyleyerek, “Bu nedenle başlattığımız ‘AB Sürecinde Türkiye Süt Endüstrisi ve Bölgesel Kalkınma’ çalıştaylarımızla paydaşlarımızın sürece etkin katılımını sağlamayı hedefliyoruz. Sanayi ve Ticaret Odalarımızla birlikte yürüttüğümüz bu çalışmanın ilkini Konya’da, ikincisini ise Sakarya’da geniş bir katılımla gerçekleştirmiş bulunmaktayız.” dedi. Hayvancılık desteklemeleri ile ilgili görüşlerini de dile getiren Ali Ülker, “Desteklemelerde öncelikle ‘üretimin ve kalitenin arttırılması ile mevsimsel üretim farklarının azaltılması amaçlanmalıdır’ diye düşünüyoruz. Bu desteklerin, sürdürülebilir hayvancılığımız ve süt üretimimiz açısından oldukça önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü son yıllarda hayvan sayımızda görülen düşüş, beraberinde süt arzı sıkıntısını da getirmektedir. Sanayicimiz bugün işleyecek süt bulmakta sıkıntı yaşamaktadır. Bu durum sanayicinin pahalı hammadde temin etmesi, dolayısıyla tüketicinin daha pahalı süt ve süt ürünleri tüketmesi anlamına gelmektedir ki, biz halkımıza tüm ürünlerimizi gıda güvenliğinden taviz vermeden uygun fiyatla sunmaya gayret ediyoruz.” dedi.
Büyük katkı sağlayacak
Genel Kurulda bir konuşma yaparak, gıda ve içecek sektörünü ve son gelişmeleri değerlendiren TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, ASÜD’ün süt ve süt ürünleri sektörünün gelişimine büyük katkı sağlayacağına inandığını belirtti.
Kopuz, süt ve süt ürünleri konusunda AB’ye ihracatta yaşanan sıkıntıya değinerek, ASÜD’ün vizyonu ve bu doğrultuda belirlediği ihracat yapabilme hedefinin sektörün itibarının yükseltilmesinde de büyük bir rol oynayacağını söyledi. Kopuz; ASÜD’ün bu çabalarını her platformda desteklemeye devam edeceklerini, bu amaçla IDF’e üye olunmasını çok önemli bir gelişme olarak değerlendirdiklerini sözlerine ekledi. Kopuz konuşmasında, SETBİR’i de bünyesinde barındıran TGDF’nin her iki derneğiyle bugün, et ve süt sektörünün ülkemizdeki en büyük temsilcisi haline geldiğini vurguladı; “Ben her iki derneğimizin de çalışmalarının ülkemizde hayvancılığın geliştirilmesine büyük katkı sağlayacağına inanıyor ve bu uğurda atılacak tüm adımlarda yanlarında olacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi.
Yeni yönetim göreve başladı
1.Olağan Genel Kurul’da gerçekleştirilen seçimler sonrasında ASÜD’ün yeni yönetim kurulu belirlendi. Kurucu Üye Harun Çallı derneğin yeni Başkanı olurken, Başkan Yardımcılığına Dilek Emil, Sayman Üyeliğe Erol Diren seçildi.
