Çok lezzetli bir şey yerken, tıka basa doysak bile neden duramayız? Bilim insanları bu sorunun cevabını bulmuş olabilir. Yapılan bir deneyde, farelerin beyninde duyguları işleyen bir bölümde hücreler arasında gerçekleşen iletişimin, fareleri enerji ihtiyaçları karşılansa bile lezzetli gıdaları aşırı yeme eylemine devam etmeye ittiği ortaya koyuldu.
ABD’deki Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Okulunda yapılan deneylerde, memelilerin beyninde lezzetli yiyecekleri aşırı yemeye iten bir devre olduğu ortaya koyuldu. Neuron dergisinde yayınlanan çalışmaya göre hücreler arasındaki bu devre evrimin bir sonucu. Tahminlere göre kalori yönünden zengin gıdaların az olduğu dönemlerde insanlar bu devre sayesinde yiyebilecekleri mümkün olan en fazla miktarı tüketmeye programlılar. Araştırmacılara göre beyindeki bu iletişim ağı, bir gıda gerçekten lezzetliyse bunun her şeye bedel olduğu, bu nedenle insanın durmaması gerektiği mesajını veriyor, aşırı yeme eylemini tetikliyor.
Obeziteye karşı çözüm bulmaya çalışan bilim insanları on yıllardır normal yemek yeme davranışı ile ilgili beyin hücrelerini hedefliyorlar. Bu hücreler açlıkla tetikleniyor, yemek yiyerek enerji düzeyimizi yukarıda tutmaya yarıyor. Ancak enerji ihtiyacımızın çok üzerinde yememize neden olan, zevkine yeme davranışı da son dönemde araştırmacıların ilgi odağı.
Aşırı yeme aslında kıtlıktan sağ çıkmak için bir savunma mekanizması
Zevkine yemenin, kıtlığın sıkça görüldüğü eski zamanlarda edinilen bir adaptasyon olduğu düşünülüyor. Kalori bakımından zengin gıdaların özellikle lezzetli ve haz verici olarak algılanması, bunlara erişildiğinde tıka basa tüketilmesi, fazladan enerji depolanmasını sağlayarak hayatta kalma konusunda bir avantaj oluşturan bir durum olabilir. Ancak günümüzde bu içgüdü, toplumun önemli kısmının obez olmasına ve ilgili hastalıklara yakalanmasına neden olan bir davranışla sonuçlanıyor.
Araştırmacılar günümüzde çok fazla miktarda yüksek kalorili gıdanın elimizin altında olduğunu; ancak halen bu gıdalardan mümkün olan en fazla miktarda tüketmemiz gerektiğini bize söyleyen devreden kurtulamamış olduğumuzu ifade ediyor. Son dönemde aşırı yeme konusunda yapılan araştırmalar, bu durumun memeli sinir sisteminde yer alan bir sinyal molekülü olan nosiseptin ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu maddeyi engelleyen nosiseptin antagonisti maddeler normal yemek yeme davranışı üzerinde herhangi bir etki göstermezken; yüksek kalorili gıdaların aşırı tüketilmesini engelliyor. Bu maddelerin obezite ve aşırı yeme karşıtı potansiyelini araştıran bilim insanları; halihazırda beyindeki etkileri inceleyerek daha hedef odaklı tedaviler geliştirmeye çalışıyor.