“Arıların bal üretirken bitki çeşitliliğinin çoğalmasına, tarımsal zenginliğin artmasına yaptığı katkıyı kaçımız biliyoruz? Daha da önemlisi, milyonlarca insanın beslenmesinde kritik bir rol üstlenen arıcılık mesleğinin öneminin yeterince farkında mıyız?”
Bu sorular, Altıparmak Gıda tarafından yayınlanan “Emeğinden Bal Damlayanlar” adlı yeni kitaba Önsöz yazan Özen Altıparmak tarafından soruluyor. Altıparmak kitabı, “Pek çok fotoğraftan oluşan bir ‘bal ülkesi’ fotoğrafı” sözleriyle tanımlıyor; “İstedik ki ülkemiz için büyük önem taşıyan arıcılarımızın örnek alınacak yaşam mücadelesine, bizimle birlikte tüm Türkiye tanık olsun.”
Fotoğraf sanatçısı Ali İhsan Gökçen tarafından hazırlanan kitap, tam 4 yılda ortaya çıkmış. Bu 4 yılda Türkiye’yi karış karış gezen Gökçen, kitabın sunusunda, arıcıların meşakkatli öyküsünü şöyle dile getiriyor: “Balın öyküsünü, arı ile çiçek arasında romantik bir ilişki olarak görmüyordum. Ama nasıl olduğunu da bilmiyordum. Ta ki ön hazırlıklar için Finike’de arıcı Ömer Çiftçi ile buluşana, onun bal üretiminde yaşadığına tanık oluncaya kadar… Daha ilk buluşmada, bal üretiminin çiçek ile arı arasında bir ilişkiden ibaret olmadığını açık bir biçimde gördüm. Bu, asıl, arıcılarla doğa arasında, büyük fedakârlık gerektiren ve zorluklarla dolu bir ilişkiydi.”
Kitap, Altıparmak Gıda tarafından yayınlanan “Arı Biziz, Bal Bizdedir” kitabının devamı niteliğini taşıyor. “Arı Biziz, Bal Bizdedir” kitabında, Türkiye’de arıcılığın tarihini ve gelişimini gözler önüne seren Özen Altıparmak, Emeğinden Bal Damlayanlar için “mucizevî bir besin olan balın sofralarımıza nasıl ve ne bedeller ödenerek geldiğini, bir damla baldaki binbir emeği, meşakkati görmeye ve göstermeye çalıştık” diyor.
Emeğinden Bal Damlayanlar, Altıparmak Gıda yayınlarından çıkan dördüncü kitap. Firma geçtiğimiz yıllarda da Arıcının Cep Kitabı ve Balın 7 Püf Noktası isimli kitapları yayınlamıştı. 32 yıllık işini idare etmenin dışında Bal Paketleyicileri İhracatçıları ve Sanayicileri Derneği BALDER Başkanlığını da yürüten Özen Altıparmak, dernekleri tarafından hazırlanan “Bal Sektörü İçin İyi Hijyen Uygulamaları Rehberi”ni de sektöre kazandırdıklarını dile getiriyor. Yakında iki kitap daha yayınlayacaklarını söyleyen Özen Altıparmak, “yakında şirketi yayınevine çevireceğiz” diyerek patlatıyor espriyi… Ancak çok ciddi söylediği bir şey var ki biz de bunun altını iki kez çizmek istiyoruz: “Tüm çabamız, bütün bu kitaplar ve bu sektörün gelişmesi için 32 yıldır yaptığımız her şey; zorlu arıcılık mesleğine ve cefakar arıcılarımıza saygı duruşumuzun bir göstergesidir.”
Sedirli Coğrafyaları
Değerli bir salgı balı da sedir ağaçlarından elde ediliyor. Batı Akdeniz Bölgesi’nde yer alan Bey Dağları çok önemli sedir ormanlarına sahip. Özellikle Antalya’nın Elmalı ilçesinde, Avlan Gölü’nün batısındaki Çığlıkara Tabiatı Koruma Alanı ve bu alanın doğusundaki Çamkuyu, biyolojik zenginlikler ve doğal güzellikler bakımından son derece etkileyici yerler
Balın Yarımadaları
Birleşip tek bir beden oluşturan Bozburun ve Datça, Ege Denizi’ni şenlendiren yarımadalardır. Binbir koyu, girintisi ve çıkıntısıyla adeta mavi sularla oynaşan bu yarımadalar, kızılçam ormanlarıyla kaplıdır. Datça Yarımadası’nın %66’sı orman, %18’i maki, çalı ve kayalık olup sadece %16’sı tarım alanıdır. Ayrıca yılın 300 gününün güneşli olması, yarımadaları bal üretimi için son derece uygun hale getiriyor. Tüm yüksek tepeleri örten kızılçamlar da yarımadaları Türkiye’nin çam balı üretilen en önemli coğrafyası yapıyor.
Çam Balı
Ünlü bir salgı balı çeşidi, çam balı. Dünyada sadece Türkiye ve Yunanistan’da bulunuyor. Türkiye, üretimde dünya birincisi; ihracatında çam balı önemli bir yer tutuyor. Kıvamı bozulmadan veya donmadan yıllarca saklanabiliyor çam balı. Bu yüzden pazarlaması da çok kolay. Rengi çiçek ballarının çoğundan koyu. Onlara göre çok daha geç kristalleşiyor. Hatta bazı durumlarda yıllarca kristalleşmeden kalabiliyor.
Çam balı, dayanıklılığı ve kristalleşmeyi önleyici özelliği nedeniyle, tıpta ve gıda sektöründe çeşitli ürünlerde doğal katkı maddesi olarak da kullanılıyor.
Çam balının, kendine has özel bir aroması, tadı ve rengi var. Daha az tatlı ve boğazda yakıcı bir tat bırakmıyor. Çiçek ballarından daha fazla enzim, aminoasit ve mineral madde içeriyor.
Çam balı, arıların çiçek poleninden değil, bir böceğin salgısını kullanarak ürettiği çok özel bir bal. Bu bal için cam pamuklu böceği veya halk arasında “basra böceği” denilen canlıya ihtiyaç var. Bu böcekler sadece kızılçam, karaçam ve Halep çamında yaşıyor.