Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, Ankara’nın sahip olduğu zengin jeotermal kaynakların seracılıkta kullanımı ile sektörün hızlı bir gelişim sürecine gireceğini bildirdi.
Ankara’nın 5.2 milyonluk nüfusu dolayısıyla tarım ürünlerinde yüksek boyutlarda tüketim talebi bulunduğuna vurgu yapan Naslı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TÜBİTAK arasında 8 Mayıs 2015 tarihinde yapılan protokolle, ülke genelinde jeotermal seracılığın geliştirilmesi çalışmalarına başlandığına işaret etti.
Jeotermal enerjinin çevre dostu, yerinde değerlendirilebilen, yerel ekonomiye istihdam ve katkı sağlayan, sürekli ve sürdürülebilir bir kaynak olduğunu belirten Naslı, jeotermal enerjiyi kullanan şanslı ülkelerden birinin de Türkiye olduğuna dikkat çekti. Naslı, “Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 34 ülkede jeotermal kaynaklar sera ısıtmasında da kullanılmaktadır. Halen Afyonkarahisar, Aydın, Denizli, İzmir, Kırşehir, Kütahya, Manisa, Nevşehir, Şanlıurfa ve Yozgat gibi illerimizde jeotermal seracılık faaliyetleri gelişme sürecindedir. Tarımsal üretimi ve jeotermal kaynak potansiyelinde önde gelen ülkeler arasında yer alan Türkiye’de jeotermal seracılığın yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır.” dedi.
En önemli maliyet kalemi ısıtma…
Seracılıkta en önemli gider kalemini oluşturan ısıtma masraflarının, uzun kış mevsiminin hüküm sürdüğü Ankara’da seracılığın gelişimine engel oluşturduğunu belirten Naslı, seracılığın, bitkilere asgari 15 santigrat civarında sıcaklık sağlayarak sezon dışı bol mahsul üretmek ve bu ürünleri uygun fiyattan satarak karlı bir üretim yapmayı gerektirdiğini kaydetti. İklime bağlı yüksek ısıtma maliyetleri dolayısıyla Ankara’da karlı bir iş olmayan seracılığın gelişme gösteremediğini anlatan Naslı, “Bir dekar seranın Ekim-Nisan arasında 7 ay süreyle 15 santigrat derecede tutulması için yapılacak ısıtmalarda; Antalya’da 22, Ankara’da 86 ton fuel oil gerekiyor. Buna göre Ankara koşullarında bir seranın ısıtılabilmesi için Antalya’ya göre yaklaşık 4 kat fazla enerjiye ihtiyaç duyuluyor” bilgisini verdi.
Ankara’nın Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Güdül, Haymana, Kazan, Kızılcahamam ve Polatlı ilçelerindeki zengin termal kaynakların seracılıkta kullanımı ile sektörün hızlı bir gelişim içine gireceğini ve Ankaralının her mevsim sera ürünlerini kolayca ve uygun fiyatla tüketebileceğini vurgulayan Naslı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankara, sahip olduğu bu kaynaklarla sadece termal sağlık turizmi değil, aynı zamanda jeotermal tarım alanında da güçlü bir potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır.
Ankara koşullarında seracılıkta yüksek ısıtma giderleri, işletmeyi zarar ettirecek boyutlarda. Oysa jeotermal kaynakların seracılık alanında kullanımı, ısıtma giderini son derece aşağıya çekecek ve Ankara’da seracılık faaliyetini karlı hale getirecektir. Kamu kurum ve kuruşları, girişimciler, sanayiciler, destek sağlayan kurumlar, üniversiteler, birlikler, vakıflar, STK’lar ve tüm sektörel paydaşların katkısıyla Ankara’nın jeotermal enerji potansiyelinin seracılıkta kullanımına yönelik stratejiler belirlenmeli, bu alanda farkındalık oluşturulmalıdır. Ankara’nın jeotermal seracılığa yönelik hükümet politikaları ve sağlanacak teşvik ve desteklerden etkin biçimde yararlanması sağlanmalıdır.”