Tüketicinin artan refah seviyesi ve bilinç düzeyi, ambalajlı suya olan talebi arttırdı
Geçtiğimiz yıl 9 milyar litre ambalajlı suyun satıldığı pazarda, 2010 yılında tüketimin 9,5 milyar litreye, toplam cironun da 3,2 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.
Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, Türkiye’de ambalajlı su pazarının kesintisiz büyümesine devam ettiğini belirterek, 2010 yılında pazarın hacminin yaklaşık 9,5 milyar litreye ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydetti.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi tarafından 20-22 Mayıs tarihleri arasında Ankara Hilton Oteli’nde düzenlenen Su ve Sağlık Sempozyumu’nun 2. gününde konuşan Özdemir, katılımcılara Ambalajlı Su Sektörünün öneminden bahsetti. 2000 yılında kurulan SUDER’in toplumumuzda sağlıklı su tüketimi konusunda eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarında bulunduğuna dikkat çeken Özdemir, bu çalışmalarının ambalajlı su pazarını büyüttüğünü ifade etti.
Pazar 3,2 milyar TL’ye koşuyor
Ülkemizde 2008 yılında toplam 8,7 milyar litre ambalajlı su tüketildi. 2009 yılında ise damacana pazarında yıllık %2, PET su perakende pazarında ise %8 büyüme gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl pazarda 9 milyar litre şişelenmiş su satıldı. Toplam tonajın %71’ini damacana, %29’unu ise diğer ambalajlı sular oluşturdu. 2009 yılı sonu itibariyle, ortalama kişi başı ambalajlı su tüketimi 37 litre PET, 89 litre damacana olmak üzere toplam 126 litre olarak gerçekleşti, sektördeki toplam ciro ise yaklaşık 3,1 milyar YTL’ye ulaştı.
2010 yılında da ambalajlı su sektörünün benzer ivme ile büyüyeceğini öngördüklerini söyleyen Özdemir; pazarın hacminin yaklaşık 9,5 milyar litreye, toplam cironun ise yaklaşık 3,2 milyar TL’ye ulaşmasının beklendiğini kaydetti.
Ambalajlı Su Sektörünün bugün itibariyle %40 kapasiteyle çalıştığına dikkat çeken Özdemir: “Buna rağmen sektörümüz 10.000 kişiye direkt, 70.000 kişiye dolaylı olmak üzere yaklaşık 80.000 kişiye istihdam sağlıyor” dedi.
Ambalajlı su sektörünün, birbirinden değerli ve atıl haldeki su kaynaklarının ekonomiye kazandırılması noktasında da önemli bir rol üstlendiğini belirten Özdemir sözlerini, “Ambalajlı su sektörünü korumak, kamu yararınadır” diye bitirdi.
Kaçak iş yerlerinde sağlıksız su üretimi
Ancak, Özdemir’in “korunması kamu yararınadır” dediği ambalajlı su sektörünün tüm çabalarına rağmen, kaçak iş yerlerinde denetimden uzak üretilen sağlıksız sular, tüketiciye kadar ulaşabiliyor. SUDER’in 13 Mayıs Perşembe günü İstanbul’da gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulu’nda yeniden başkanlığa seçilen Adnan Çavuş konuyla ilgili açıklamasında, tüketicileri her fırsatta kaçak üretilen sağlıksız sular hakkında bilgilendirdiklerini belirtti.
Çavuş; suların etiketinde suyun adı, cinsi, üretim yerinin adresi, Bakanlıkça verilen izin tarih ve sayısı ile uygun gördüğü uyarılar, varsa suya uygulanan işlemler ve suyun sahip olduğu parametreler yer alması gerektiğini söyledi.
Yine, satın alınan damacananın etiketinde, gövdesinde kabartma yazıyla, emniyet bandında ve kapağında olmak üzere en az 4 yerde suyun markasının bulunması gerekiyor. Aksi halde kaçak, güvenli ve hijyenik olmayan bir su almış olabilirsiniz.
İlk 4 ayda %17 büyüme
Özellikle kriz ile birlikte damacana pazarında premium segmentten alt se
gmentlere bir kayış olsa da ambalajlı su pazarı, 2010 yılının ilk dört ayında %17 ile geçen senelerde olduğu gibi iki haneli büyümeye devam etti.
Dergimize konuşan Hayat Su Genel Müdürü Yeşim Güra “Ancak bu oran, önceki yılların biraz altında kaldı” diyor. Güra; Hayat’ın %13 ile sektörde ki büyümeye paralel bir büyüme gerçekleştirdiğini, bu büyüme ile süpermarketlerde lider, toplam pazarda ise üçüncülük konumunu koruduğunu belirtiyor. 2010 yılında yeni lansmanlar ile toplam pazarda paylarını arttırarak süpermarketlerdeki başarılarını yakalamak istediklerini söylüyor.
