10 alt komisyon kuruldu
“Yeni kurulan Ambalaj Komisyonu, 20 Mayıs’ta ilk toplantısını yaptı. Komisyon bundan sonraki çalışmalarını 10 alt komisyon ile yürütecek”

Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile belirlenmiş olmasına rağmen yönetmeliğin yayımından ancak 2 yıl sonra kurulan ve yeni işlerlik kazanan Ambalaj Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Çevre ve Orman Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıya 43 kurum ve kuruluştan 75 yönetici katıldı. Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu’nun başkanlık ettiği toplantıda, Yönetmeliğin uygulaması, yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri ile ilgili olarak toplantıya katılan tüm kurum ve kuruluşların görüşleri alındıktan sonra üzerinde çalışılacak konular belirlendi. Çalışmaların yürütülmesi için 10 adet alt komisyon kurulmasına karar verildi. Toplantıda, belirlenen alt komitelerde görev almak isteyen kurum ve kuruluşların temsilcilerinin isimler Bakanlığa bildirildi ve komiteler çalışmaya başladı.
Çalıştay düzenlenecek
Ambalaj Komisyonu üyeleri arasında TGDF’nin de yer alması için yapılan girişimler sonucunda Federasyon, komisyonda bir üye ile temsil edilecek. TGDF aynı zamanda alt çalışma gruplarının çalışmalarında geniş bir katılımla yer alacak. Söz konusu alt çalışma gruplarının çalışmalarını ağırlıklı olarak elektronik ortamda yürütmesi ve 2009 Ekim ayı sonunda da çalışmaların tamamlanması hedefleniyor. Alt komisyonların çalışmaları tamamlandıktan sonra, düzenlenecek bir çalıştayda, alt grupların çalışma sonuçlarını sunmaları ve Yönetmelik değişikliğinin de bundan sonra yapılması planlanıyor.
Sorunlar çok
Aslında bu kadar çok sayıda alt çalışma grubu kurulması, Yönetmeliğin uygulamasından doğan sorunların da çokluğuna işaret ediyor. Yayınlandığı günden bugüne kadar sanayi ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından Bakanlığa iletilen sorunların, Ambalaj Komisyonu’nun nihayet toplanması ve kurulan alt çalışma gruplarının çalışmaya başlamasıyla 2009 yılı sonuna kadar çözüme kavuşması bekleniyor.
Bakanlığın Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile ilgili olarak üzerinde çalışılması gerektiğine hemfikir olduğu 3 önemli konu başlığı var. Bunların başında tüm piyasaya süren firmaların kayıt altına alınması geliyor. Çünkü Bakanlığın kayıtlı sistemine dahil olmayan firmaların temsil ettiği ambalaj atığı tonajı, toplam tonajın %50’sinin üzerinde. Bakanlık 2009’da kayıtlı işletme sayısını 5.000 den 15.000’e yükseltmeyi hedefliyor.
Bir diğer önemli konu başlığını Belediyelerin yükümlülüklerini yerine getirememesi oluşturuyor. Son olarak da ambalaj atığı toplama-ayırma ve geri kazanım maliyetlerinin karşılanamıyor olması geliyor. Bakanlık, ne kadar çok piyasaya süren firma sistem içine dahil edilerek kayıt altına alınırsa, piyasaya sürenlere ait ambalaj atığı toplama-ayırma ve geri kazanım maliyetlerinin o kadar düşeceği kanaatinde.
Komisyonda, Bakanlığın depozito konusu üzerinde çalıştığı ve satış noktaları ile birlikte çalışarak poşet kullanımını azaltmaya yönelik bir çalışma yapmak istediği de belirtildi. Yine AB direktifi eki olan 5 standardı Türkiye’ye uyarlamak için TSE ile bir çalışma başlatıldığı, ancak bu çalışma kapsamında henüz ülke koşullarının dikkate alınmadığı açıklandı. Lisanslı toplama-ayırma tesisi kapasitelerinin yetersiz olduğu, toplama ve ayırma tesislerinin ayrılması gerektiği de vurgulandı. Halihazırda faaliyette olan 137 Ayırma Tesisi, 89 tane de Geri Dönüşüm Tesisi var. Sistemin etkinliğini arttırmak için eğitime odaklanılması gerektiği vurgulandı. Gündemde olan önemli konulardan bir olan İşaretleme konusunda, tekrar bazı muafiyetler belirlenerek zorunlu hale gelmesinin önemi vurgulandı. Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri; mevcut durumda “atık yönetim planı” kapsamında yer alan üretim artıklarının, yeni yapılacak düzenlemede çıkarılacağına dair bilgiyi de toplantıda paylaştı.
“Bedelsiz” netleştirilmeli
Sanayici açısından çözümlenmesi beklenen problemlerin başında “Ambalaj atıklarının belediye veya belediye ile anlaşma yapan lisanslı toplama ayırma tesislerine bedelsiz verilmesi yükümlülüğü” geliyor. Sanayici uzunca bir süredir; “Ambalaj atıklarının bedelsiz verilmesi konusu netleştirilmeli, firmaların ambalaj atıklarını kendi belirleyecekleri bedeller üzerinden değerlendirmeleri sağlanmalıdır” diyor. Yakın zamanda AB Atık Direktifi’nde gerçekleştirilmesi planlanan değişiklikle netleştirilecek olan “atık olmaktan çıkma(end of waste) “ kavramının, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ndeki mevcut “atık” kavramının daha doğru belirlenmesinde ve “bedelsiz” konusuna AB uygulamalarına paralel bir çözüm geliştirilmesinde önemli katkısı olacağı görüşünde birleşiliyor. Bakanlık, bedelsiz konusu ile ilgili olarak Yönetmelikten bedelsiz tanımını çıkarmanın tek başına yeterli olmayacağını, bunun yerine sanayi-konut ayrımı yapılmasının daha uygun olacağını belirtiyor. Hemen hemen tüm sektör temsilcileri bu öneri üzerinde hemfikirler. Atıkların “bedelsiz” verilmesi istenen belediyelerin büyük çoğunluğunun, Ambalaj Atığı Yönetim Planları’nın hazır olmayışı ya da yetersiz oluşu da ayrı bir problem oluşturuyor. Bakanlığın verilerine göre bugüne kadar tüm uğraşlara rağmen ancak 160 belediyenin Atık Yönetim Planı onaylanmış durumda. Bu belediyelerin onaylanan atık yönetim planlarının hizmet ettiği nüfusun toplam nüfusa oranı ise %29. Bu da çevre konusunda ne kadar çok çalışma yapmamız gerektiğini gösteriyor. 125 plan revize edilmesi için iade edilmiş ve 23 planın da şu anda Bakanlık incelemesinde olduğu biliniyor. Bu rakamlar planlanan uygulamalar için belediyelerin ne kadar hazırlıksız olduğunu gösteriyor.
Alt komisyonlar
1. Piyasaya sürenlerin kayıt altına alınması.
2. Belediyelerin rolü, yükümlülükleri, ikili sözleşmelerin güçlendirilmesi.
3. Kaynakta ayrı toplamanın maliyetleri, üretici sorumluluğuna işlerlik kazandırmak, belgelendirme, ekonomik araçlar.
4. Yetkilendirilmiş kuruluşun (YK) kriterleri, fonksiyonu.
5. Sanayi kaynaklı ambalaj atığı ile konut kaynaklı ambalaj atığının toplama sisteminin ayrılması.
6. Depozito uygulaması.
7. Poşet kullanımının azaltılması.
8. Standartlar, ağır metal konsantrasyonu.
9. Eğitim ve bilgilendirme.
10. İşaretlemenin zorunluluğu.