Monde Selections, sağlık, kalite, hijyen ve damak zevki bakımından yapılan değerlendirme sonucu, 2015 yılında sekiz ana kategoride dünyanın en iyi markalarını belirledi. Çaykur’un soğuk çayı Didi, alanında dünyada bir numara olmayı başardı.
Merkezi Belçika’nın Başkenti Brüksel’de bulunan Monde Selections Uluslararası Kalite Enstitüsü, 1961 yılından bu yana kalite kontrolü alanında kimyevi analizleriyle uluslararası üne sahip. Meurice Enstitüsü tarafından sağlık, kalite, hijyen ve damak zevki esas alınarak yapılan analizler, daha sonra uzman jüri üyeleri tarafından puanlanarak, derecelendiriliyor. Eczacılar, kimyagerler, gurmeler ve tasarımcıların yer aldığı jürinin değerlendirmelerinin ardından Monde Selections, düzenlenen törende ödülleri dünya kamuoyuyla paylaşıyor.
2015 yılında sekiz ana kategoride 82 ayrı ülkeden 3 bin 160 ürüne ilişkin analizler sonucunda, “Su ve ferahlatıcı içecekler” kategorisinde Çaykur’un soğuk çayları Didi Bergamot ve Didi Şeftali altın, Didi Limon ise gümüş madalyaya layık görülürken, kuru çay kategorisinde ise Hemşin Organik ve Altınbaş çayları gümüş madalya aldı.
Portekiz’in başkenti Lizbon’da gerçekleştirilen törende, Didi’nin kazandığı altın ve gümüş madalyalar, Monde Selections Uluslararası Kalite Enstitüsü Başkanı Patrick de Halleux tarafından Çaykur Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı İmdat Sütlüoğlu’na verildi. Monde Selections Başkanı Patrick de Halleux, 1961 yılından bu yana yüzlerce markayı dünya piyasalarına taşıyarak önemli bir görevi ifa ettiklerini, bu yıl da 82 ülkenin ürünlerini dünya piyasalarına tanıtmanın gururunu yaşadıklarını kaydetti.
Törenin ardından açıklamalarda bulunan Çaykur Genel Müdürü Sütlüoğlu ise “Dünya standartlarında yeni markalar çıkarıp, bunu daha da ileri seviyelere taşımak hedefiyle ekip çalışması yaptık. Didi ürünümüz, daha üçüncü yılında kendi kategorisinde birinci sırayı aldı. Bu ödül hem bizim için hem ülkemiz için büyük bir başarı.” dedi.
Çaykur olarak teknolojiye de ciddi yatımlar yaptıklarını belirten Sütlüoğlu, inşaatı devam eden paketleme fabrikasının dünyanın en teknolojik, en çevreci, en akıllı, otomasyonu ve üretim kapasitesi en yüksek fabrikası olduğunu, fabrikanın aynı zamanda turistik bir çekim merkezi görevini de yerine getireceğini söyledi.
Çay pazarında dünya devleri ile yarışarak her alanda önde olmak için çalıştıklarını, Çaykur’un dünya çapında bir marka olmasını hedeflediklerini belirten Sütlüoğlu, Türkiye’de yetişen çayın üzerine iklim şartlarından dolayı kar yağdığı için haşere bulunmadığını, kimyasal kullanmak zorunda kalınmadığı için de dünyanın en sağlıklı çayı olduğunu kaydetti. Sütlüoğlu, şöyle devam etti:
“Ülkemiz dışında çay üreten bütün ülkeler, pestisit diye adlandırılan haşere kimyasalları kullanmak durumundalar. Bu çok zararlı bir madde. Bizim çayımız ise organiğe çok yakın bir çay. Biz de bunun farkındayız ve bu nedenle çayımızı tamamen organiğe dönüştürmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Her yıl organik alanlarımızı genişletiyoruz. Bizim çayımız lezzetiyle de ön plana çıkıyor. Bunu önce kendi insanımıza daha sonra diğer dünya ülkelerine tanıtmak istiyoruz.”