MÜSİAD’ın Akıllı Tarım Kent Projesi’nin online tanıtım toplantısında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarımsal hasılada Avrupa’da lider, Dünya’da ilk 10 içindeyiz. Akıllı tarım uygulamaları sayesinde işgücü kullanımında yüzde 50’ye varan tasarruf sağlayacak, gübre kullanım etkinliğini yüzde 20-40’lardan yüzde 60’lara çıkaracak, bitki koruma ilaçlarını yüzde 30 daha az kullanacak, sertifikalı tohum kullanımı ile verimlilikte yüzde 20-25 artış sağlayacağız” dedi.
Türkiye, 3 milyona yakın tarımsal işletmeye, 5-5,5 milyon arasında değişen tarımsal istihdama ve beldeler dahil 36 binden fazla köy yerleşimine sahip.
Her dört kişiden birinin kırsal alanda yaşadığı ülkemizde, tarım ve kırsal kalkınma politikaları her dönemde önemini koruyor. Çünkü bir ülkenin tarım gücünü üretim gücü belirliyor.
Köylerden büyükşehirlere göçlerin devam ettiği Türkiye’de bu göçün durması için kırsal hayatı konforlu hale getirmek gerekiyor.
MÜSİAD’dan Akıllı Tarım Kent Projesi
MÜSİAD, kırsal alanda yaşam kalitesi yüksek ve sürdürülebilir bir ekosistem oluşturma amacıyla Akıllı Tarım Kent Projesi’ni hayata geçiriyor. Kırsal yaşamı şehir standartlarında yeniden yapılandırmayı amaçlayan proje, kırsal yaşamı teşvik edebilmek adına geniş çaplı bir dönüşümü hedefliyor.
Projenin tanıtımı amacıyla Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin de katıldığı online bir basın toplantısı yapıldı.
“Pandemide raflarımız boş kalmadı!”
Pandemi sonrasında tarım sektörüne yeterlilik, yerli ve milli üretim olgusunun damga vurduğunu belirten Pakdemirli, Tarımda teknoloji kullanımını artırmak gerektiğini söyledi. Pakdemir, “Tarımda üretim gücüne sahip bir ülkeyiz. Pandemi sonrasında birçok ülkede raflar boş kalırken, Türkiye’de tarım ve gıda sektöründe hiçbir problem yaşamadık. Pandemi sürecinde gıda milliyetçiliğinin daha da öne çıktığını gördük. Bu önümüzdeki yıllarda da gündemde olacak. Dolayısıyla yaşadığımız bu tecrübe, bizim tarımdaki gücümüzü daha da artırmak için tarım sektöründeki projelere sıkı sıkı sarılmamız gerektiğini gösterdi” dedi.
“Tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ilk 10 içindeyiz”
Tarımsal hasılanın yüzde 45 artışla 275 milyar liraya ulaştığını bildiren Pakdemirli, “Tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ilk 10 içindeyiz. Tarımsal ihracatımız iki yılda 1 milyar dolar artarak 18 milyar dolara yükseldi. Bu yılın ilk 8 ayında tarım ve gıda ürünleri ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 artış gösterdi. Tarım sektörü 2 yıldır tüm çeyreklerde büyüme gösteriyor. TÜİK tarafından en son açıklanan 2020 yılı 2. çeyrek büyüme rakamlarında tarım, yüzde 4 büyüme ile birçok sektörün önünde gelişme gösterdi. Türkiye, 55,1 milyona ulaşan küçükbaşta Avrupa’da birinci, 18,6 milyona ulaşan büyükbaşta ikinci sırada” diye konuştu.
Kırsalda yatırımların artması, gençlerin, kadınların tarım sektöründe daha çok yer alması için önemli projeler ve destek programları uygulandığını ifade eden Pakdemirli, “Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesine, verimsizleşmesine tahammülümüz yok. Tedbirlerimizi alıyoruz. Üretim potansiyeli yüksek ovaları özel koruma altına alarak, yanlış kullanımlar sebebiyle arazinin bozulmasını da engelliyoruz. Modern sulama tekniklerinin kullanım oranını yüzde 6’dan yüzde 28 seviyesine çıkardık. Artık tüm sulama yatırımlarını, modern ve kapalı sistemde kuruyoruz. Sera tarımını ülkenin 72 iline yaygınlaştırdık. Sera ürünleri; ülkemiz için önemli bir üretim ve ihracat kaynağı haline geldi. Yine ülkemiz, meyve ve sebzede de net ihracatçı konumdadır” dedi.
Kırsal kalkınma hibe destekleri
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak kırsal kalkınma alanında önemli çalışmalar yürütüldüğünü kaydeden Bakan Pakdemirli, “Ekonomik yatırımlar kapsamında 11 bin 552 projeye 3,1 milyar lira hibe verdik ve yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağladık. Projenin uygulama süresini 2025’e kadar 5 yıl süreyle uzattık. IPARD kapsamında bugüne kadar toplam 16 bin 569 projeye 4,3 milyar lira hibe ödedik, 70 bin yeni istihdam sağladık. Geçen yıl pilot olarak başlayan Uzman Eller projesi kapsamında tarım ve hayvancılık alanında herhangi bir bölümden mezun gençlerimize yeni yatırımlar için 100 bin lira hibe sunuyoruz. ORKÖY destekleri ile de 2003 yılından bugüne kadar toplam 240 bin projeye 3,4 milyar lira destek verdik. TARSİM kapsamında son 1 yılda 3,7 milyon adet tarım sigortası poliçesi ile 100 milyar liranın üzerinde tarımsal varlığı teminat altına aldık. 2,4 milyar lira prim desteği, 1,9 milyar lira hasar tazminatı ödendi. Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Proje sayımızı 23 adetten 41 adete çıkardık” ifadelerini kullandı.
Dijital Tarım Pazarı ve elektrikli traktör
Dijital Tarım Pazarı projesinde 5,5 ayda üye sayısının 62 bine, toplam cironun 120 milyon liraya ulaştığını açıklayan Bekir Pakdemirli, “Bu yıl Mayıs ayında Dijital Tarım-Orman Akademisi’ni çiftçimizin ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine açtık. Temmuz ayında E-Tarım portalını hayata geçirdik. Toplam 138 hizmeti bu portaldan online olarak sunuyoruz. Bunların yanında Türkiye’nin ilk elektrikli traktörü seri üretime hazır hale geldi. 45-55 dakika arası yüzde 100 şarj olup, 105 Bg gücü ile dizel traktöre göre 8 kat daha az yakıt tüketiyor. Ayrıca akıllı küpe uygulamasını da önümüzdeki dönemde başlatıyoruz. Büyükbaş hayvanların tüm aktivitelerini anlık olarak takip edeceğiz. Hayvan sayılarını günlük takip ederek planlamalarımızı daha doğru yapacağız. Akıllı tarım uygulamalarını üretimin her aşamasında kullanmaya başladık. Bu teknoloji sayesinde işgücü kullanımında yüzde 50’ye varan tasarruf sağlayacak, gübre kullanım etkinliğini yüzde 20-40’lardan yüzde 60’lara çıkaracak, bitki koruma ilaçlarını yüzde 30 daha az kullanacak sertifikalı tohum kullanımı ile verimlilikte yüzde 20-25 artış sağlayacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin ihracatının yüzde 30’u tarıma dayalı sanayiden!
Toplantıda konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise projenin hedefi ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Türkiye’nin ihracatının yüzde 30’u tarıma dayalı sanayicilerce gerçekleştiriliyor. Türkiye’ye net döviz kazandıran, yani ticaret açığı vermeyen sektörler, sadece tarım ve tarıma dayalı sanayi kategorisinde yer alıyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yayınlanan yeni rapora göre, küresel tarım-gıda ticareti, 1995’ten bu yana iki kattan fazla artarak 2018 yılında 1.5 trilyon dolara ulaştı. Bu artışta dünya toplamının üçte birinden fazlasını oluşturan gelişmekte olan ülkelerin yükselen ihracatı etkili. Yani Türkiye için avantajlı bir seyir söz konusuyken, bizler yeni projeler ve atılımlarla, Türkiye’nin tarımda yaklaşmış olduğu yukarı yönlü hareketini, daha da hızlandırmayı, güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda hayata geçireceğimiz MÜSİAD Akıllı Tarım Kentler projesi, tarım, hayvancılık ve endüstriyel tarım alanları başta olmak üzere kırsal kalkınma hedefine uygun çalışmaları ve kırsal yaşamı teşvik edebilmek adına geniş çaplı bir dönüşüm içeriyor.”
Proje ile 400 milyon liralık ticaret hacmine ulaşılacağını söyleyen Kaan, 500 aile, bin çalışan olmak üzere 3 bin kişiye kırsal şehir hayatı sunulacağının da altını çizdi.
Projenin 5 ana başlığı
Projenin detayları hakkında bilgiler veren MÜSİAD Kırsal Kalkınma Komitesi Başkanı Abdullah Eriş ise, kendi kendine yetebilen, üreten geliştiren aynı zamanda sosyal yaşamından ödün vermeyen, doğal ve akıllı yaşam kültürünü oluşturmayı hedefleyen Akıllı Tarım Kentler Projesi’nin beş ana başlığı kapsadığını anlattı.
Dijital Akıllı Tarım Üretim Sistemi: Tarımda inovatif gelişmelerin, tarımsal meteoroloji, erken uyarı sistemi, sulama ve gübreleme otomasyonları, akıllı gübre yönetimi, hassas ilaçlama, izlenebilirlik yazılımları gibi tarımsal modernizasyon uygulamalarıyla çevre, teknoloji ve inovatif ilkelerinin Akıllı Tarım Kentlerde uygulanması planlanıyor. Kurulacak ekosistemde KOBİ ölçeğinde 250 işletme kurulması hedefleniyor.
Ortak Akıl Üretim Ekosistemi: Kırsaldaki en büyük sorun, ortak üretim kültürünün olmayışı. Akıllı Tarım Kentlerde en önemli kriterlerin başında beraber ortak çalışabilme ve beraber üretip kazancı adil bir şekilde paylaşma olgusu amaçlanıyor. Makine parkı, düve merkezi, kesimhane, yem ve ürün siloları, hayvan bakım merkezi gibi işletmeler ortak akıl üretim ekosisteminin altında kurulacak.
Yüksek Refah ve Yaşam Ekosistemi: Bu başlıkta şehirde bulunan imkanlar ile kırsalda bulunan doğal yaşamı bir araya getiren ekosistem hedefleniyor. Şehirlerde aranan yüksek refah yanında kaliteli ve doğal yaşamı bir arada sunmak için müstakil ve bahçeli konutlar, eğitim kurumları, kafe ve lokantalar, AVM, spor salonu sinema ve tiyatroların da kırsalda kurulması amaçlanıyor.
Üreten ve Değiştiren Sosyal Ekosistem: Kırsalda yaşayanların kendilerini geliştirebilecek ve sosyalleşebilecek imkanları kısıtlı. Tarım Kent ile kişiler hem hobilerini yerine getirerek sosyalleşecekler hem de üretime katkı sunacaklar. Bu kapsamda el sanatları merkezi, resim ve müzik atölyeleri sürekli eğitim merkezleri kurulacak.
Ortak Akıl Yönetim Ekosistemi: Ekosistemin ortak akıl ve profesyoneller tarafından yönetilmesi planlanıyor.