ABD-Türkiye İlişkileri 31. Yıllık Konferansı, hem Türkiye hem de ABD’den çok sayıda üst düzey ismi ağırladı. Konferansın ilk günü gerçekleştirilen “Tarımsal Ticaret ve Gıda Sanayileri” başlıklı toplantıda temel şeker politikaları masaya yatırıldı.
Amerikan-Türk Konseyi (ATC), Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi’nin (DEİK) işbirliğiyle düzenlenen ABD-Türkiye İlişkileri 31. Yıllık Konferansı, 11-13 Haziran tarihleri arasında Washington Ritz Carlton Hotel’de gerçekleştirildi.
Bu yılki teması, “Model Ortaklık ve Yeni İşbirliği Alanları” olarak belirlenen ve Türk-Amerikan ilişkilerinin tüm boyutlarıyla ele alındığı konferans, her yıl olduğu gibi bu yıl da hem Türkiye hem de ABD’den çok sayıda üst düzey ismi ağırladı.
11 Haziran Pazartesi sabahı ATC Yönetim Kurulu Başkanı Richard Armitage, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Haluk Dinçer ve TOBB/DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başlayan konferans çerçevesinde 3 gün boyunca savunma, siyasi ve ekonomik ilişkiler alanlarında birçok oturum ve panel düzenlendi.
Bu oturum ve panellerde, güvenlik ve savunmayla ilgili konularda işbirliğinin yanı sıra, Türkiye ve ABD’deki iş ve yatırım ortamları, ekonomik ve ticari ilişkiler, enerji konuları, dış ilişkiler, Avrupa Birliği, bankacılık ve finans, altyapı, tarım ve gıda, eğitim gibi alanlar masaya yatırıldı.
“Farklılıkların algılanması ve yola devam”
Konferansın 11 Haziran Pazartesi günü gerçekleştirilen “Tarımsal Ticaret ve Gıda Sanayileri” başlıklı toplantısındaki “Farklılıkların algılanması ve yola devam” adlı oturumunda “Temel Şeker Politikaları-ABD/AB/Türkiye Ekseninde Yapısal Analiz” başlıklı panel gerçekleştirildi. Oturum Başkanlıklarını, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD) Başkanı Rint Akyüz ve Türk-Amerikan Konseyi Tarım ve Gıda Endüstrileri Komitesi Başkanı Joseph Lukitch’in yaptığı panelde, ABD, AB ve Türkiye ekseninde temel şeker politikaları masaya yatırıldı.
Şeker Kurumu Başkanı Dr. Hüsnü Tekin, ABD’deki AB Delegasyonu’nun Tarım Ataşesi Giulio Menato ve ABD Tarım Bakanlığı’ndan Ron Lord’un sunumlarıyla katıldığı panelin açılışında konuşan NÜD Başkanı Rint Akyüz, şekerin, tarih boyunca hem stratejik hem de çok önemli bir ürün olduğunu belirtti.
Şekerin, tarihte bir çağa ve bir devrime adını veren tek gıda ürünü olduğunu vurgulayan Akyüz, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da şeker pancarı tarımının büyük önem kazanması nedeniyle Almanya, Avusturya, Macaristan, Rusya, İsveç, Danimarka, Belçika, Hollanda ve Romanya gibi ülkelerdeki fabrikaların sayısının hızla arttığını kaydetti. 19. yüzyılın son fabrikasının 1898 yılında Bulgaristan’da faaliyete geçtiğini söyleyen Akyüz, 20. yüzyılın başında, devam eden teşvikler ve güçlü taleple pancar şekerinin dünya şeker üretiminin yüzde 60’ını oluşturduğunu ancak yine bu yüzyılda şeker kamışının verimliliği ve düşük fiyatı nedeniyle üretimdeki dengenin değiştiğini belirtti.
“18 milyon ton pancar, 4,2 milyon ton mısır üretimi var”
Panelde Şeker Kurumu Başkanı Dr. Hüsnü Tekin de Türk şeker sektörü konulu bir sunum yaptı. Türkiye’de ilk pancar şekeri fabrikasının 1926 yılında kurulduğunu belirten Başkan Dr. Tekin, 33 şeker fabrikasına sahip olduğumuzu, bu fabrikaların 25’inin bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. bünyesinde, diğer 8 pancar şekeri fabrikasının ise 6 ayrı özel şirket bünyesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydetti. Dr. Tekin, 5 özel şirketin 6 fabrikada kotalı olarak, yine özel sektöre ait 3 fabrikada ise kotasız olarak ihraç amaçlı nişasta bazlı şeker üretimi yaptıklarını da ifade etti.
Son yıllardaki araştırma geliştirme faaliyetleri sonucunda pancar veriminde önemli artışlar yaşandığını ve 2011 yılında 18 milyon tona yakın miktarda pancar üretildiğini dile getiren Başkan Dr. Tekin, mısır üretimine ilişkin verdiği bilgilerde, 2011 yılında 4.2 milyon ton mısır üretildiğini, 939 bin ton mısırın ise nişasta bazlı şeker üretiminde kullanıldığını belirtti.
Türkiye’nin 2010/ 2011 pazarlama yılı toplam pancar şekeri üretiminin 2,3 milyon ton, nişasta bazlı şeker üretiminin ise 532 bin ton olduğunun altını çizen Başkan Dr. Tekin, “Türkiye, dünya pancar şekeri üretiminde, Amerika, Fransa, AB ve Rusya’dan sonra 5. sırada yer almaktadır. 2010/11 pazarlama yılı verilerine göre, Türkiye’nin dünya pancar şekeri üretimindeki payı yüzde 8 civarındadır” dedi.
Türkiye’nin 2011 yılı şeker üretiminin ticarete dönük verileri ile ilgili bilgiler de veren Başkan Dr. Tekin, “2011 verilerine göre, Türkiye 74 bin ton beyaz şeker, 104 bin ton nişasta bazlı şeker ihracatı gerçekleştirmiştir” diye konuştu.
Katılımcılara, Türkiye şeker sektöründe özelleştirme uygulamaları hakkında da bilgiler veren Şeker Kurumu Başkanı Dr. Hüsnü Tekin, 19 Nisan 2001 tarihli ve 4634 Sayılı Şeker Kanunu’nun yurt içi şeker ihtiyacının yurt içi üretimle karşılanmasına dönük amacı doğrultusunda yapılan uygulamalar neticesinde şeker üretiminde istikrar sağlandığını belirtti.
Diğer yandan ülkemizde tarımsal kökenli etanol üretiminin gerçekleştirilmekte olduğunu da belirten Dr. Tekin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tebliği ile yurt içi tarım ürünlerinden üretilen etanolün tüm benzin türlerine 2013 yılı Ocak ayına kadar yüzde 2, 2014 yılı Ocak ayına kadar da yüzde 3 oranında eklenme zorunluluğu getirildiğini kaydetti.
AB Şeker Politikası
AB Delegasyonu Tarım Ataşesi Giulio Menato ise sunumunda, AB şeker politikasının günümüzde üç temel alanda endişe yaşadığını kaydetti. Menato endişe yaşanan bu alanları; kota idaresi, referans fiyat ve yetiştiricilere minimum fiyat garantisi ve ticari ölçütler olarak açıkladı. AB’de günümüzde 19 üye devlet arasında toplam 13,3 milyon tonluk pancar şekeri kotası ve 690 bin tonluk mısır şekeri kotası olduğunu belirten Menato; AB 2011-2012 şeker dengesi hakkında şu rakamları verdi:
Tüketim-16,5 milyon ton; üretim-13,3 milyon ton; İthalat ihtiyacı-3,2 milyon ton; 2,2 milyon ton imtiyazlı şeker fakat sadece 1,8 milyon tonu denge tablosunda ve 1.05 milyon ton ilave şeker tedariki.
Dış ticaret ABD lehine
Aynı oturumda yer alan “ABD-Türkiye Tarımsal İlişkilerinde Başarı Hikâyeleri ve Gelişme” adlı panelde konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Müsteşar Yardımcısı Dr. Ferhat Şelli ise Türk tarım sektörü konulu bir sunum yaptı.
Türk tarımının 50 yılın en istikrarlı dönemine ulaştığını kaydeden Dr. Şelli; 10 yılda tarımda yıllık ortalama büyüme oranının %3,3 olduğunu, tarımsal ihracatın ise %275 arttığını ifade etti. Toplam tarımsal ticaretin %312 arttığına dikkat çeken Dr. Şelli, Türkiye ile ABD arasında 329 çeşit tarımsal ürün ticareti yapıldığını belirtti. Dr. Şelli, ABD ve Türkiye arasındaki tarımsal ticaret dengesinin pozitif olarak Amerika’nın lehine olduğu bilgisini de verdi.