İhracatçılar başta olmak üzere, hangi sektörde olursa olsun ABD ile ticaret yapan şirketlerin tamamı haksız rekabet ile ilgili bahsi geçen düzenlemelerden etkileniyor. Ancak risk altındakiler sadece üreticiler değil. Hukuka aykırı BT kullanımı ile üretilen ürünleri satan perakendeciler ile zincirin son halkası olan müşteriler de düzenlemelerden etkileniyor.
Bilgi teknolojilerinin (BT) iş süreçlerindeki yeri ve önemi neredeyse tüm iş kollarında faaliyet gösteren şirketler bakımından tartışılmaz bir noktaya geldi. Özellikle uluslararası pazarlarda faaliyet gösteren pek çok şirket, verimlilik ve rekabet avantajı elde etmek adına, BT yatırımlarına büyük önem veriyor. Ancak, BT yatırımlarının, işletmelerin rekabet gücüne katkısı bakımından istenilen faydayı yaratabilmesi için bu yatırımların doğru danışmanlıklarla ve BT şirketlerinin yönlendirmesi ile yapılması, bununla birlikte kullanılan BT’nin de hukuka uygun olması gerekiyor.
Özellikle üretim süreçlerinde hukuka aykırı BT kullanmanın haksız rekabet yaratması ve dürüst ticaret yapma ilkesine aykırılık teşkil etmesi olgusu, BT’yi hukuka uygun şekilde kullanan ülkelerde yerleşik olan şirketleri bu haksız rekabet ortamından korumak için devletler nezdinde çeşitli adımların atılması sonucunu doğurdu. Bu yönde en somut adımların Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) atıldığı ve bu alanda yapılan özel düzenlemelerle hukuka aykırı BT kullanımı (lisansız ya da lisans koşullarına aykırı yazılım kullanılması, sahte donanım kullanımı gibi) ile ortaya çıkan haksız rekabet uygulamalarının önüne geçilmeye çalışılıyor. 2011 yılında, Washington ve Louisiana eyaletlerinde, üretim süreçlerinde (satış, pazarlama, finans ve sair süreçler dahil) hukuka aykırı BT kullanan üreticilerin, rakip mal üreticilerine göre maliyetlerini düşürerek haksız bir avantaj elde ediyor olmasından hareketle, BT’nin hukuka aykırı kullanımı neticesinde üretilen malların pazara sunulmasının haksız rekabet teşkil ettiği düzenlendi.
Kasım 2011’de ise bir araya gelen Amerika’daki 36 eyalet ve üç bölgenin başsavcıları Federal Ticaret Komisyonu (FTC) ile Haksız Rekabet Dairesi başkanına bir mektup yazarak, lisanssız veya diğer her türlü yasadışı BT kullanan üreticilere karşı yaptırımların artırılması için mevcut yetkilerini kullanma kararlılıklarını açıkladılar. Ayrıca, FTC’ye bu meselenin üzerine gitmek üzere kendi yetkilerini kullanma çağrısında bulundular.
Yasal bir teamül oluşuyor
18 Ekim 2012 tarihinde Massachusetts Başsavcısı, ticari operasyonlarında lisanssız yazılım kullanmak suretiyle deniz ürünü satarak, Massachusetts’teki balıkçılık sektöründe haksız rekabete neden olan Taylandlı bir deniz ürünü işleme şirketi aleyhine “haksız rekabet” fiili gerçekleştirdiği savı ile işlem başlattı. Tayland’lı şirketin kullandığı tüm yazılımları lisanslı hale dönüştürüp bu yönde hak sahibi yazılım şirketinden belge alması neticesinde uzlaşmaya varıldı ve hakkında yapılan yasal işlem uzlaşma yolu ile sona erdirilmiş oldu.
Bunu, California Eyaleti’nde tekstil alanında faaliyet gösteren ve ABD’ye ihracat yapan Çin ve Hindistan menşeli iki üreticiye aynı gerekçeyle açılan haksız rekabet davaları takip etti. Davada bu firmaların Adobe, Microsoft, Symantec benzeri yazılım ürünlerini lisanssız kullandıkları ve bunun neticesinde Amerikan firmaları karşısında haksız kazanç ve rekabet avantajı elde ettikleri ifade edildi.
ABD’de bir ilk olan bu üç dava, yasadışı BT kullanımı ile mücadele amacıyla eyalet yetkilileri tarafından alınan tedbirlerde yeni bir devrin başladığını işaret ediyor.
Düzenlemelerin Türk şirketleri açısından önemi
İhracatçılar başta olmak üzere, hangi sektörde olursa olsun ABD ile ticaret yapan şirketlerin tamamı haksız rekabet ile ilgili bahsi geçen düzenlemelerden etkileniyor. Ancak risk altındakiler sadece üreticiler değil. Hukuka aykırı BT kullanımı ile üretilen ürünleri satan perakendeciler ile zincirin son halkası olan müşteriler de düzenlemelerden etkileniyor.
Anılan düzenlemeler ayrıca, şirket merkezinin nerede olduğuna bakılmaksızın ürünlerini ABD sınırları içerisinde satan tüm üreticilere uygulanabiliyor. Bu sebeple, ticari faaliyetlerini yerine getirirken hukuka aykırı BT kullanan Türk üreticiler aleyhine de ABD’de satılan ürünleri nedeniyle işlem yapılabiliyor. İlgili düzenlemeler uyarınca, hukuka aykırı BT kullanımı mahkeme kararı ile de hüküm altına alınan Türk üreticiler hak sahiplerine tazminat ödemek zorunda kalma veya ürünlerine el konulması ve/veya mallarını bir daha ilgili eyaletlerde satışa sunamama gibi risklerle karşı karşıya kalabiliyor.
Bu anlamda Türk şirketlerinin düzenli denetim mekanizmaları oluşturarak şirketin her türlü operasyonunda hukuka uygun BT kullanılmasını temin etmeleri yararlı olacaktır. Ayrıca üretim süreçlerinde farklı tedarikçiler kullanılması halinde de tedarikçilerle yapılan anlaşmalarda tedarikçilerin hukuka uygun BT kullanmalarının zorunlu kılınması da faydalı olacaktır.