• Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!
Gıda Hattı
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Gıda Hattı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Güncel

2010: Krizden çıkış yılı

14 Ekim 2013
Süre:18dk Okuma
2010: Krizden çıkış yılı
FacebookTwitterLinkedinPinterestWhatsappEposta

Şimdi rekabet zamanı

Türkiye krizin etkilerini daha hafifletmiş olarak yeni yıla giriyor. Bu iyi değerlendirilir ve rekabet için uygun koşullar sağlanırsa iyi bir fırsat olabilir…

Geçtiğimiz yıl dünya krizi konuştu. Kuraklıkla başlayan süreçte son üç yılı krizlerle geçiren ve finansal krizle son darbeyi alan ekonomiler büyük bir durgunluğa girdi. Yaşananları hepimiz takip ettik… Bu zorlu deneyimden geçen dünyada iyi anlaşıldı ki gıda en stratejik sektör… Geçtiğimiz yıl bunu doğrulayan gelişmeler de oldu; gıda dışı sektörlerdeki birçok şirketin bu alana yatırım yaptığı görüldü.

Krizin Türkiye’ye de etkileri görüldü. Birçok sektör gibi gıda ve içecek sektörü de krizden etkilendi. Ancak çok dinamik bir sektör ve bu nedenle koca yılı nispeten az hasarla atlattı… Yılı, alt sektörlerine göre %3 ile 14 arasında değişen oranlarda büyüme ile kapattı. Hatta dış ticaret karşılama oranındaki yüksek değerleriyle pozitif denge unsuru oldu. Ancak bu büyümede firmaların izlediği strateji etkiliydi. Çünkü üzerlerindeki maliyet baskısına rağmen fiyatlar konusunda fedakârlıkta bulundular; düzenledikleri kampanyalarla tüketicinin yanında yer alarak bütçesini rahatlattılar. Şimdi Türkiye ekonomisi 2010’a krizin etkilerini hafifletmiş ve büyüme umutlarıyla giriyor. Gıda sektörü de büyüme planlarını yapmış durumda. Her yıl hazırladığımız yılsonu değerlendirme dosyamızda görüşlerine yer verdiğimiz sektöre yön veren isimler, küresel krizden çıkan dünyada Türkiye’nin avantajlı bir konumda olduğunu belirtiyorlar. Henüz İspanya, Portekiz ve Yunanistan örneklerinde olduğu gibi ekonomilerini toparlayamamış ülkeler var. Dünya yeni bir rekabetin içine giriyor ve krizleri iyi yönetenler için her zaman fırsatlar var. Bu konjonktürde ülkemiz gıda ve içecek sektörünün daha rekabetçi olabilmesi ise her zamankinden daha fazla önem taşıyor.

Öte yandan tarımsal emtialar yıla yükselen fiyatlarla girdi. 2008 yılındaki kadar yükselmese de 2009’dan yüksek seyrediyor emtia fiyatları. Sanayicimiz için kaliteli, uygun fiyatlı ve sürekli hammadde temini en büyük sorunların başında geliyor. Ve konu hemen her yıl olduğu gibi dönüp dolaşıp tarım-sanayi entegrasyonuna geliyor.

Dergimize konuşan isimler, başka noktalara da dikkat çekiyorlar. Bir hatırlatma yapalım, özet görüşlerine yer verdiğimiz CEO ve başkanların, 2010’a dair işaret ettikleri önemli noktalara en geniş haliyle gıdahattı web sayfalarımızda yer verdik.

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

Krizi geride bırakıyoruz

İzzet Karaca

CEO, Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Unilever Asya, Afrika, Orta ve Doğu Avrupa

Krizin etkilerinin Türkiye’de de hissedilmeye başlandığı günlerde, bu etkilerin en az seviyede hissedilmesi için hepimize önemli roller düştüğünü çeşitli vesilelerle belirtmiştim. Bugün, krizin geride bırakılması yolunda önemli mesafeler alınmış durumdadır. Unilever Türkiye olarak, krizde moralimizi yüksek tutarak, marka yatırımlarımıza ara vermeden devam ettik ve Türkiye’nin en büyük reklâm vereni olmayı sürdürdük. Yaklaşık 4000 kişilik Unilever ailesini yeni çalışanlarımızla daha da güçlendirdik. Bu çabalarımızın sonucu olarak piyasalarımızın büyüdüğünü, pazar paylarımızın arttığını, güçlendiğimizi ve daha rekabetçi olduğumuzu görmekten memnuniyet duyuyorum. Artık Unilever’in bölgesel yönetim, ihracat ve ARGE üssü konumuna gelmiş bulunan Unilever Türkiye’nin, 2010 yılında da sektöründe çift haneli büyümenin öncüsü olacağını güvenle söyleyebiliyoruz. Bunlardan gıda ve içecek sektörünün, gerek insan beslenmesi gerekse kalkınmanın ülkenin bütününe yayılması bakımlarından ayrı bir yeri var. Türkiye’nin her türlü tarıma uygun coğrafi yapısı bu konuda önemli fırsatlar barındırmaktadır. AB ile uyum çalışmaları ise çok önemli bir başka alanı işaret etmektedir. Çünkü Türkiye’nin AB’ye katılımını her zaman desteklemekle birlikte, bu birlikteliğe her bakımdan hazır olmak gerektiğinin altını da çizmek isterim. 

devamı >>

 

Büyümeye ve istihdama devam

Zuhal Şeker

Yıldız Holding Kurumsal İlişkiler Direktörü

2009 yılında satış ve marjlar açısından bütçeleri tutturmakta zorlanmadık. Bazı kategorilerde çift haneli büyüme rakamları elde ettik. Ama finansal maliyetlerin negatif etkisinde kaldık. Burada Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılardan edindiğimiz tecrübeler bize önemli avantajlar sağladı. Yaşanan sıkıntılı dönemin 2010 yılında bir miktar duracağını ve insanların geleceğe dönük daha net planlar yapabileceği bir sürecin başlayacağını öngörüyoruz. Yıldız Grubu olarak biz de planlarımızı bu öngörü ışığında hazırlıyoruz. Ayrıca bisküvi, kek ve çikolata sektöründe yeni ürün yatırımlarımızla pazarı büyütmeyi hedeflemekteyiz. 2009 yılındaki önemli yatırımlarımızdan biri olan Danimankalı sakız ve şekerleme şirketi Gumlink’in bazı tesislerini Türkiye’ye taşıyacağız. 2010 yılında hayata geçecek olan fabrikada 900 kişiye yakın istihdam sağlanacak ve yatırım miktarı 100 milyon doları bulacak. Uluslararası boyutta gelişim fırsatı sunan potansiyel ortaklıklar üzerinde çalışmaktayız. Bu anlamda Godiva’nın bize sağladığı küresel tecrübe çok faydalı oldu.

devamı >>

 

Türkiye bölge üssü olacak

Murat Tarakçıoğlu

Cargill Gıda Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı

Yılın ilk ekonomik verileri, krizden çıkmaya başladığımızı gösteriyor. Geçen yıl krizi iyi yönetmemiz Cargill dünyasındaki konumumuzu güçlendirdi. Bu da bizi Ortadoğu ve Afrika bölgesinde etkin bir noktaya taşıdı. Cargill’in 2010 yılı planlarında, dünya genelinde yatırım amacıyla ayırdığı büyük bir mali kaynak var. Ekonomideki düzelmeyle birlikte güçlü konumumuzu da değerlendirerek bu kaynaktan önemli bir miktarı Türkiye’ye çekmek, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’deki yatırımlarımızı arttırmak ve “Türkiye’yi bölgemizin üssü yapmak” istiyoruz. Geçtiğimiz yıl “Tadınıza tat katıyoruz” konseptiyle gıda ve içecek sanayimize sunduğumuz ürün yelpazemizi, bu yıl çeşitlendirmeyi ve yeni “müşteri odaklı yaklaşımımızla” bilgi ve becerilerimizi, müşterilerimize ayrıcalıklı değer ve kar yaratacak yeni ürün ve hizmetlere çevirmeyi amaçlıyoruz. Kısacası, büyüme stratejimizi müşterilerimizle birlikte büyümeye daha fazla odakladık.

 

Türkiye’deki 12. yılımız

Okay Eğdirici

Danone Tikveşli Genel Müdürü

Danone Türkiye’deki 12. yılında Türk süt ve süt ürünleri pazarını büyütmeye ve geliştirmeye devam ediyor. Bu 12 yılda ülkemize yaklaşık 500 milyon TL yatırım yaptık ve %100 yerli hammadde kullanarak çiftçimize destek olduk. ‘Sütüme Sağlık Köyüme Destek’ projesinde Türkiye’de bir ilk olan ”SütEv” modeli ile üreticimizin AB standartlarında üretim yapmasına ve elde ettiği sütün kalitesinin artmasına öncülük ettik. Önümüzdeki dönemde sağlık faydaları bulunan ürünlerimizi herkesin satın alabileceği fiyatta sunmaya öncelik veriyoruz. Gobal ciromuzun %1,2’sini AR-GE çalışmalarına yatırarak yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.

devamı >>  

 

Büyüme için fırsatlar var

Ece Aksel

Frito Lay Türkiye Genel Müdürü

2009’a başlarken dünyadaki ekonomik krizin Türkiye’ye yansımalarını net bir şekilde görmeye başlamıştık. Küresel kriz, cips pazarını da etkiledi ve son beş yıldır ortalama %17 seviyesinde büyüyen sektörümüzün büyüme hızı düştü.

Pazar, 2009’da sadece %4 büyüme gösterdi. Ancak biz Frito Lay olarak bu dönemde pazar payımızı koruduk, makro çerez pazarında ise geçen seneye göre %10 büyüme sağladık. Bu ortamda temel hedeflerimize ulaşmamız için çok net iki öncelik alanımız vardı; Tüketici Mutluluğu ve Verimlilik. 2010 yılında pazarda %10 büyüme bekliyoruz. Türkiye; Çin, Rusya, Brezilya ve Hindistan’ın ardından PepsiCo sistemi içindeki beşinci en önemli “büyüme pazarı” olarak görülüyor. Bu da bize krizden çıkış senesinde tekrar büyümek için istediğimiz fırsatları veriyor.

devamı >>  

 

Hammadde fiyatları yüksek

Şemsi Kopuz

Şekerli Mamül Sanayicileri Derneği Başkanı

Geçtiğimiz yıl, sektörümüzün iki ana ham maddesi şeker ve kakaoda ciddi fiyat artışları yaşandı. 2010 yılına yükseliş hızını kesmeden giren fiyatlar, hem dünyada hem de ülkemizde sektörün ciddi sıkıntılar yaşamasına neden oluyor. Üstelik tahminler, bu iki üründe fiyat artışlarının devam edeceği yönünde. Bu, sektörümüz üzerindeki artan finansman yükünün bu yıl da devam edeceğinin göstergesi.

Yüksek seyreden fiyatlara rağmen sektörümüz yine de 2009’da büyümesini devam ettirdi. Gıda ihracatımızın önemli bir kalemini teşkil eden sektörümüzde ihracatımız 2009’da 700 milyon dolara yaklaştı.

Bu yıl büyüme hedeflerimizi tutturabilmek için uzun süreden beri devam eden sıkıntılarımızın çözülmesi gerekiyor. Bunların başında şeker fiyatlarının yüksekliği geliyor. Sanayicimiz şekeri dünya fiyatlarından temin edemiyor. Yurtiçinde zaten pahalı! İhraç kaydıyla ihracatçılarımıza tahsis edilen şekerden alınan navlun bedeli de rekabet koşullarımıza olumsuz etki yapıyor. Özelleştirmelerin bir türlü gerçekleşmemesi ve glikozun halen kotaya tabi olması da bir başka olumsuzluk olarak karşımızda duruyor. Tüm bu gerçekler, kaçak şekere kapı açtığı gibi kayıt dışını körüklüyor. Bu durum haksız rekabet oluşturmasının yanı sıra gıda güvenliğini de tehlikeye atıyor.

 

Desteklere önem verilmeli

Mehmet Aktaş

Yaşar Holding İcra Kurulu Başkanı

2009 yılında ekonomik krize rağmen, stratejik olarak odaklandığımız ana işkollarımızdan olan gıdada büyüme kaydettik. Süt ve et sektörlerinde pazar paylarımızı koruyarak ve bazı kategorilerde artırarak büyümeyi sağladık. Kriz senesinde dahi pazara yatırımdan vazgeçmedik; proaktif stratejilerle doğru zamanlarda pazara yanıt verdik.

Küresel ekonomiye baktığımızda yaşanan kriz ortamından yavaş yavaş çıkıldığını görüyoruz. Çıkış hızının doğru saptanması bu noktada çok kritiktir. Resesyonu gidermeye yönelik tedbirlerin hızlı bir şekilde geri çekilmesi yeni bir durgunluğa sebep olabilir. Ancak aksi durumda da yani ekonomiyi teşvik edici unsurların gereğinden daha uzun süre kullanılması da enflasyonist bir baskı yaratabilir. Sözkonusu konjonktürde ülkemiz gıda ve içecek sektörünün rekabetçi olabilmesi her zamankinden daha önemlidir. Bunun koşulları ise bellidir. Dünya fiyatlarında, kaliteli, endüstriyel hammaddeye kesintisiz ulaşım… Uygun enerji fiyatları ve aranan kalitede işgücüne ulaşım…

Gıda ve içecek sektörü tarımsal yapıda yaşanan değişimlere de birebir bağlı. Bu nedenle, kaliteyi ve belli bir ölçeği esas alan, gıda ve içecek sektörü ile entegrasyonu teşvik edici tarım ve hayvancılık desteklerine önem verilmeli. Bu konuda başlatılan çalışmaların kesintisiz devamı gerekmekte. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından başlatılan havza planlaması çalışmalarını da yakından izliyoruz.

devamı >>  

 

Yatırıma devam

Dr. Hans- Ulrich Mayer

Nestlé Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı

2009 yılında dünya genelinde baş gösteren ekonomik koşullara rağmen Nestlé Türkiye olarak yatırımlarımızın ve yeni ürün lansmanlarımızın hızını kesmedik. Tüm kategorilerimizde AR-GE ‘ye dayanan pek çok yenilikçi ve katma değerli 200’ün üzerinde ürün çeşidini piyasaya sunduk. 2009 aynı zamanda Türkiye’deki 100. yılımızdı. Bu kapsamda pazarlama ve satış faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde devam ettirdik ve bunların olumlu sonuçlarını gördük, görmeye devam ediyoruz. Nestlé Türkiye olarak 2010 yılında da yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de katma değerli, yenilikçi ürünlerle yeni kategoriler yaratarak, tüketicilerimizin damak zevkine yönelik geliştirdiğimiz yeni ürünlerimizi piyasaya sunuyor olacağız.

 

Kayıtdışı önlenmeli

Harun Çallı

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı

Sektörümüz krize rağmen büyümesini sürdürse de devam eden sıkıntılar var. Bu sıkıntıların başında kayıt dışı geliyor. Üretilen sütün büyük bir kısmı sağlıksız bir biçimde tüketiciye ulaşıyor. Kişi başına içme sütü tüketimi ise 26 kg. ile düşük seviyelerde seyrediyor. Biz, “ambalajlı süt, sağlıklı süttür” diyoruz. Bu nedenle temel stratejimizi ambalajlı süt ve süt ürünleri tüketimini arttırmaya ve tüketiciyi bu konuda bilinçlendirmeye odakladık. Derneğimizin üzerinde durduğu bir başka önemli husus, ihracatımızın arttırılmasıdır. Bizim sektörümüzde ihracatın artması demek, kırsal kalkınmanın da başarılması demektir. Uluslararası Sütçülük Federasyonu (IDF) üyeliğimiz ve global ölçekteki diğer girişimlerimizle 2010 yılı ihracatımızda belirgin bir artış yaşayacağımıza inanıyorum.

 

İhracat ivme kazanıyor

A. Edip Uğur

Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı

2009 yılı sektörümüz açısından daha stabil geçti. İç piyasada zaman zaman meydana gelen haksız rekabetten doğan fiyat dengesizlikleri dışında döviz kurlarının ve yağ fiyatlarının istikrarlı seyretmesi, hızlı iniş ve çıkışların olmaması sektörümüzü rahatlattı. Bitkisel yağ ihtiyacımızın %70’ini yağlı tohum veya ham yağ ithal ederek karşılamaktayız. 2008 yılında ithalata 3 milyar doların üzerinde döviz ödendi. 2009 yılının on bir aylık döneminde ise 1,5 milyon ton yağlı tohum ve 880 bin ton ham yağ ithali karşılığında 1,8 milyar dolar ödendi. Buna karşılık 2009 yılının on bir aylık döneminde 350 bin ton bitkisel yağ ihracatı karşılığında 380 milyon dolar gelir sağlandı. İhracatımızın 2010 yılında da aynı ivme ile devam edeceğini tahmin ediyoruz.

devamı >>  

 

Uzun vadeli plan yapamıyoruz

Rint Akyüz

Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı

Sektörümüz yıllardır kotalı üretim yapıyor ve bu nedenle düşük kapasite ile çalışıyor. Üstelik son birkaç yıldır düşük açıklanan kota arttırımı nedeniyle kapasite kullanım oranlarımız %30’lara düşmüş durumda. 2010/11 Pazarlama Yılı için NBŞ kotası da düştü ve 244 bin ton oldu. Ancak kota artırım oranları henüz açıklanmadı. Birkaç yıldan beri devam eden bu durum, 2010 ve sonrası için uzun vadeli planlar yapmamızı engelliyor. Bu durum başta gıda sanayi olmak üzere birçok sektörü de yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle kota artırım oranlarının belli olması ürünlerimizi kullanan sanayiler açısından da büyük önem taşıyor. Sonuçta NBŞ kotasının pancar şeker kotasının bir fonksiyonu olarak hesaplanmaması ve ülke ihtiyacına göre belirlenmesi gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Aynı şekilde glikozun da AB’de olduğu gibi kota dışına çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Sektörümüzün gelişebilmesi, serbest bir şeker piyasasına, özelleştirmelerin yapılmasına ve kota dâhil korumacı uygulamalara son verilmesine bağlı.

 

Krizin seyri önemli

Alaaddin Güç

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Başkanı

2009 yılında hedeflediğimiz %5-6 oranındaki büyüme hedefimizi 2-3 puan aştığımızı söyleyebiliriz. Kişi başı yıllık tüketim 8 lt. ve bu Avrupa ortalamasının altında bir rakam. Ancak önümüzde fırsatlar da yok değil. Son 10 yıllık büyüme trendimizi incelediğimizde, gelecek 5-10 yıllık perspektifte AB ortalamasını yakalayacağımıza kesin gözü ile bakabiliriz. Sadece iç tüketimdeki bu gelişme bile sektörü yaklaşık 3 kat büyümeye taşıyacaktır. Ekonomideki, iyileşme beklentisini esas alırsak, ‘%100 meyve suyu ve nektar’ kategorisindeki ürünlerde daha canlı bir talep artışı bekliyoruz. Büyüme beklentimiz %10 ve üzeridir. Tek ve en önemli etken, elbette ki ekonomik krizin içte ve dışta nasıl seyir izleyeceğidir.

devamı >>  

 

Çözüm, üretimi arttırmak

M. Tevfik Dinçer

Tarım Ürünleri, Hububat, Bakliyat İşletme ve Paketleme San. Der. Bşk.

Geçtiğimiz yılın aralık ayı ve bu yılın ocak aylarındaki yağışlar, bu yıl ekimi yapılan tarımsal ürünlerdeki rekolteler için bizi umutlandırdı. Yeşil mercimekte 15.000 ton, beyaz fasulye ve barbunyada 220bin ton, nohutta ise 550bin ton civarında üretim tahminleri yapılıyor. Buğday üretimimizin yaklaşık 21 milyon ton olduğu söylenmektedir, dolayısıyla bulgurda da bu yıl sorun olmayacak.

2009 yılına ait Türkiye bakliyat pazarının toplam büyüklüğü 1 milyon ton civarında. Dünya bakliyat üretimi dikkate alındığında, Türkiye’nin daha iyi bir çabayla çok önemli bir konuma gelebileceği düşüncesindeyim. Fiyat – ithalat ve ihracat dengesinin sağlıklı kurulabilmesi, ithalatın azaltılması, ihracatın arttırılması ve iç tüketimde tüketimin canlandırılmasının temel çözümü, üretimimizi arttırmamızdan geçiyor.

devamı >>  

 

Asıl canlanma 2011’de…

Turgay Yetiş

Pirinç Değirmencileri Derneği Başkanı

2007 yılından bu yana yerli çeltik sektörü yılda ortalama % 10 -11 civarında büyüme gösterdi. 2009 yılı üretim tahminimiz ise 715.000 ton. Ülkemizin yıllık ithal pirinç ihtiyacı ortalama 150.000 ton civarıdır. İthalatçı bir ülke olmamıza rağmen, 2009 yılında 19bin ton pirinç ihraç ettik. Geçtiğimiz yıl para piyasasındaki daralma, birçok market ve firmanın zora girmesi, her sektörde olduğu gibi, sektörümüz için de çok zor oldu. 2010 yılı için özellikle yakın coğrafyamızda iç ve dış politik gelişmelerin ekonomiyi çok büyük ölçüde etkilemesi nedeniyle uzun vadeli tahmin yapmak oldukça güç. Her şey çok iyi giderse ekim alanlarının artmasından dolayı çeltik sektörünün yerli üretimde en az %10-12 büyüyeceğini tahmin ediyorum. Ancak asıl canlanmanın 2011’le birlikte başlayacağını düşünüyorum.

devamı >>  

 

İhracatta artış bekliyoruz

Adnan Çavuş

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği Başkanı

Türkiye ambalajlı su sektöründe son 5 yıldır istikrarlı bir yükseliş yaşanıyor. Önceki yıllarda İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde toplanan satışların 2009 yılında Anadolu’nun büyük bir kısmına yayıldığını görmeye başladık. Bunu, Anadolu insanının da ambalajlı suyun sağlıkla ilişkisi konusunda bilinçlenmeye başladığının güzel bir örneği olarak sevindirici bir gelişme olarak kaydediyoruz.

Bu yıl tüketimin 9 milyar lt.’yi, pazar büyüklüğünün de 3 milyar TL’yi aşacağını tahmin ediyoruz. Üyelerimiz iç tüketimin yanı sıra ambalajlı su ihracatında da önemli atılımlar gerçekleştirdi. Küresel krizden çıkmaya başlayan dünya pazarlarında ambalajlı su ticaretteki önemini koruyacak. Bu nedenle 40 milyon dolar olan ihracat rakamlarımızda bu yıl %30 civarında bir artış bekliyoruz.

 

Yenilikçi ürünlere devam…

Kaan Sidar

Marsan Gıda Pazarlama Müdürü

Türkiye’nin köklü markaları ile gıda sektörünün önemli oyuncularından biri konumunda olan Marsan, 2009 yılında yeni ürünlerini tüketicilerle buluşturdu.

Yeniden yapılanma sürecine Luna ile diğer alt yağ kategorilerini de ekleyen şirketimiz, 2010 yılı başında pazara sunduğu Luna “Sızma Zeytinyağlı Margarin” ile yenilikçi vizyonunun somut bir örneğini de raflarda tüketicilerle buluşturdu. 2009 yılında yenilikçi ürünlerimizle, makarna segmentinde %10, puding kategorisinde %19, toz tatlı grubunda %8, çorbada %10 ve bulyon kategorisinde de %19 oranında büyüme gerçekleştirdik. Ürün kategorilerimizde 2010 yılı büyüme oranlarını da bu doğrultuda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

PaylaşTweetPaylaşPinGönderGönder

İlgiliYazılar

Döner tesisindeki skandal görüntüler sosyal medyayı karıştırdı!
Güncel

Döner Federasyonu’ndan sosyal medyadaki döner görüntülerine açıklama!

22 Ocak 2021
Google’dan Avustralya’ya tehdit: “Yeni yasal düzenleme olursa, hizmeti durdururuz”
Teknoloji

Google’dan Avustralya’ya tehdit: “Yeni yasal düzenleme olursa, hizmeti durdururuz”

22 Ocak 2021
cografi-isaret-amblem-urun-gidahatti
Güncel

Coğrafi işarette oda ve borsa farkı!

22 Ocak 2021

Bağlantıda Kalalım

Sıcak Haberler

Döner tesisindeki skandal görüntüler sosyal medyayı karıştırdı!

Döner Federasyonu’ndan sosyal medyadaki döner görüntülerine açıklama!

22 Ocak 2021
Google’dan Avustralya’ya tehdit: “Yeni yasal düzenleme olursa, hizmeti durdururuz”

Google’dan Avustralya’ya tehdit: “Yeni yasal düzenleme olursa, hizmeti durdururuz”

22 Ocak 2021
cografi-isaret-amblem-urun-gidahatti

Coğrafi işarette oda ve borsa farkı!

22 Ocak 2021
TEPAV araştırması: İthalata ek vergi, yerli üretimi vuracak!

Şirketlerde yaprak dökümü!

22 Ocak 2021
Gidahatti Logo

Gıdahattı.com, başta gıda olmak üzere hayatın her alanına ilişkin okuyucuların merak edebilecekleri, istedikleri konularda mümkün olduğunca yalın ve net bilgi alabilecekleri yeni nesil dijital medya platformudur.

Gıdahattı.com‘un insana ve hayata dair her konuda söyleyecek bir sözü, araştıracağı bir konu mutlaka vardır. Ayrıca sitemiz, eli kalem tutan ve hayata dair söyleyecek sözü olan herkese açık bir yayın platformdur.

Bizi Takip Edin

  • Hakkımızda
  • Site İçi Arama
  • Bize Yazın!

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • ANASAYFA
  • GIDA
  • TARIM
  • SAĞLIK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • DEĞER KATANLAR
  • DİĞER
    • MUTFAK
    • BİLİM
    • ÇEVRE
    • YAŞAM
    • HAVA DURUMU
    • GÜNCEL
    • ASTROLOJİ
    • KİTAPLIK

Copyright © 2019 - Tüm hakları saklıdır.