ABD’deki kuraklık küresel endişeye dönüşüyor
Mısır, soya fasulyesi ve diğer tahılların fiyatları geçtiğimiz haftalar boyunca yükselişini sürdürdü. FAO Gıda Fiyatları Endeksi ise üç aylık düşüşten sonra Temmuz ayında %6 yükseldi. Ancak uzmanlar gıda fiyatları üzerindeki baskının 2013’te daha fazla hissedileceği uyarısında bulunuyor.
Son 56 yılın en büyük kuraklığını yaşayan Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Haziran ve Temmuz ayları, meteoroloji kayıtlarının tutulduğu son 118 yıldaki 2. en yağışsız dönem olarak bildirildi. ABD Tarım Bakanlığı USDA, zarar gören alanların 29 eyalette 1297 bölge, yani tüm ABD’nin %46’sı olduğunu açıkladı. Konuyla ilgili son açıklama, 12 eyalette 218 kentin ‘felaket bölgesi’ ilan edildiği yönünde oldu.
Kuraklık ise en çok mısır ve soya fasulyesini vurdu. ABD mısır rekoltesinin bu yaz sonunda 16 yılın en düşük seviyesinde olacağı öngörülüyor. USDA’nın 30 Temmuzdaki açıklamasında, soya tarlalarının sadece %55’i kabuklanırken mısırın %94’ünün ipeklenme aşamasına geldiği söylendi. Her iki durum da verimin tespiti için kritik önem taşıyor. Soya tipik olarak mısırdan daha sonra olgunlaşıyor ve zarar, yağacak yağmurlarla azalabilir. Ancak USDA verilerine göre soya fasulyesi rekoltesinde %37 düşüş yaşandı. Bunun, 1988 yılından bu yana elde edilen en düşük hasat olduğu kaydediliyor. USDA, kuraklığın devam etmesi nedeniyle 2013 yılında gıda fiyatlarında önemli bir oranda artış olacağını tahmin ediyor. Artan mısır ve soya fiyatları, hayvan yemi fiyatlarını yükselteceği için kuraklığın faturası kabarabilir. Mısır fiyatları, 22 Temmuz Cuma günü kuraklığın giderek yayıldığı Amerika’da tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşarak Chicago borsasında ölçeği (bushel) 8,24 dolar oldu. Uzmanlar, mısırın bushel fiyatının 9 dolar gibi tarihi bir rakama ulaşmasının zor olmadığını düşünüyor. Soya fasulyesi de son ayların rekor düzeyine ulaştı.
ABD’de fiyat artışından etkilenecek gıda ürünlerinin başında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ve özellikle soya yağı olmak üzere bitkisel yağlar geliyor. USDA Ekonomik Araştırmalar Servisi, soya yağı fiyatlarının 2012 yılının ikinci yarısında %4-5 oranında artacağını öngörüyor. Servis, kuraklığın etkisiyle tedarikteki azalmaya bağlı olarak yaşanacak olumsuzlukların en şiddetli 2013 yılında görüleceği tahmininde bulunuyor. 2013 yılında yüksek yem fiyatları nedeniyle çoğu hayvansal gıda ürünlerinde güçlü bir enflasyon artışı bekleniyor. Bunun yanı sıra, tahıllar ve fırıncılık ürünleri başta olmak üzere diğer gıda kategorileri için de enf-lasyonun tarihsel ortalamanın üstüne çıkacağı tahmin ediliyor.
Kuraklığın etkilediği ülkelerden biri de Rusya. Uluslararası buğday piyasaları da Rusya Federasyonundaki üretimin daha da kötüleşeceği beklentisiyle %19 oranında dalgalandı ve mısır tedarikindeki daralma buğdaya olan talebi arttırdı. Rusya Başbakanı Vladimir Medvedev, 2012-13 sezonu tahıl üretiminin 80-85 milyon ton olarak aşağı düzeltmesine rağmen Rusya’nın ihracata verecek ürün fazlasının mevcut olduğunu söyledi. İhracat yasağı konusunda spekülasyonlar sürerken, Rusya Tarım Bakanı Nikolai Fyodorov ise kuraklıktan ötürü, en kötü senaryoyla bile ülkesinin bu sezon 75 milyon ton kadar tahıl üretimi yapabileceğini, bu miktarın da ihracata müsaade edeceğini açıkladı.
FAO Endeksi yükselişe geçti
ABD’de gıda fiyatlarının 2013 yılında %3-4 arasında yükseleceği tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar ABD ile ilgili bu tahminleri yaptığı sıralarda, FAO Gıda Fiyatları Endeksi üç aylık düşüşün ardından Temmuz ayında %6 yükseldi. Endeks, Hazirandan beri 12 puan yükselerek ortalama 213 puan oldu. Ancak hala bu rakam, 2011 Şubat ayında 238 puan ile zirveye ulaşan rakamın altında bulunuyor. Endeks, çoğunlukla tahıl ve şeker fiyatlarındaki dalgalanmalarla şekilleniyor. FAO Hububat Fiyatları Endeksi ise Temmuz ayında %17’lik bir artışla ortalama 260 puan oldu. Bu rakam Nisan 2008’de 274 puan olarak gerçekleşen tüm zamanların en yüksek rakamının hala 14 puan altında.
Uluslararası pirinç fiyatlarında ise temmuz ayında büyük bir değişiklik olmadı. Pirinç fiyatları haziranın sadece bir puan üstüne çıkarak 238 seviyesinde sabit kaldı. Temmuzda FAO Şeker Fiyatları Endeksinde, Hazirandan beri %12 ya da 34 puanlık bir sıçrayışla 324’lük yeni seviyesine gelen fiyatlarda, keskin bir artış görüldü. FAO Et Fiyatları Endeksi ise tam aksine Temmuzda, Hazirana göre %1,7’lik ya da 3 puanlık bir düşüşle ortalama 168 puan oldu. Süt ürünleri fiyatları ise değişmeyerek 173 puan olarak gerçekleşti.
Latin Amerika’da rekor hasat beklentisi
Bu gelişmelere karşın, Güney Amerikalı çiftçiler rekor tahıl ve yağlı tohum hasadı ile ABD’nin yaşadığı en kötü kuraklığın neden olduğu gıda fiyatları enflasyonundaki dalgalanmaları yumuşatabilir.
Bloomberg Businessweek’in haberine göre, Arjantinli çiftçiler, önceki sezon 22 milyon ton olan mısır hasadı rekorunu 2012-2013 sezonunda 31 milyon ton ile kıracak. Brezilya ise, Sao Paulo merkezli Araştırma şirketi Agroconsult’a göre, 2012-2013 sezonunda en büyük soya hasadını gerçekleştirerek dünyanın en büyük yetiştiricisi olan ABD’yi geçebilir.
Arjantin ve Paraguay, ABD ve Brezilya’nın ardından sırasıyla en büyük üçüncü ve dördüncü ihracatçısı konumunda bulunuyor. Mısırda, Arjantin, Ukrayna ve Brezilya hububatın en büyük küresel ihracatçıları durumdalar. Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, “Amerika’daki kuraklık gıda fiyatlarında oluşturacağı dengesizlik dünyadaki yoksullarda açlığın artmasına, sosyal istikrarı tehdit etmeye ve hükümetler üzerindeki baskının artmasına neden olacak” dedi. Fransız Tarım Bakanı Stephane Le Foll ise tahıl ve soya fiyatlarındaki dalgalanmanın dünyadaki “temel kaygı” olduğunu söyledi.
Aprosoja olarak bilinen Brezilya Soya Yetiştiricileri Birliği Başkanı Glauber Silveira, “Birçok Brezilyalı çiftçi mısır yerine, tohumu daha ucuz olduğu için soya fasulyesi ekecek” dedi. UBS Gordon adlı uzmanlık şirketi de Arjantin’in soya fasulyesi hasadının 2012-2013 döneminde %35 artacağını tahmininde bulundu.
Türkiye’yi nasıl etkiler?
Türkiye genelinde de hava sıcaklıkları uzun süredir mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Bu nedenle yonca, fiğ, korunga gibi yem bitkilerinde rekolte düşüşü yaşandı. Dolayısıyla bu bitkilerin ve kaba yemin fiyatı son bir ayda aşırı yükseldi. Saman balya fiyatları bile 3-4 kat artarak balyası 10-12 liraya kadar yükseldi.
Et ve süt üreticilerini yakından ilgilendiriyor
Son bir aydır global piyasalarda yaşanan ABD kaynaklı gelişmelerle birlikte Türkiye’deki durumu değerlendiren ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert de; global ölçekte mısır, soya ve dünyanın bazı bölgelerinde ayçiçeği gibi yem bitkilerinde yaşanan fiyat artışlarının et ve süt üreticilerini yakından ilgilendirdiğini açıkladı.
Süt hayvancılığında maliyeti yüzde 70 oranında yemin oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Mert, Türkiye’nin mısır, soya fasulyesi ve ayçiçeği gibi ürünlerdeki global fiyat artışlarından etkileneceğini kaydetti. “Yıllık yaklaşık 400 bin ton civarında mısır ve 1,5 milyon tona soya fasulyesi ithalatımız var” diyen Dr. Mert, bu ürünlerin dünya fiyatlarındaki oynamalarının Türkiye yem sektörünü, dolayısıyla et ve süt sektörlerimizi direkt ilgilendirdiğini belirtti. Kesif yemde yüzde 20’ye, samanda bile yüzde 400’e yakın artış olduğunu söyleyen Dr. Mert, piyasalardaki bu fiyat hareketlerinin yansımalarının, bugünlerde süt fiyatlarını yeniden gündeme taşıdığına dikkat çekti.
“Fiyat istikrarı korunmalı”
26 Haziran 2012 tarihinde Ulusal Süt Konseyi bünyesinde yapılan toplantılar neticesinde; 1 Temmuz 2012 – 30 Eylül 2012 tarihleri arasında 1 lt çiğ süt fiyatının 0,80 TL; 1 Ekim 2012 – 31 Mart 2013 tarihler arasında 1 lt çiğ süt fiyatının 0,86 TL olarak uygulanmasının kararlaştırıldığını hatırlatan İsmail Mert, süt fiyatında elde edilen fiyat istikrarının korunması için gerekli çabanın tüm ilgili taraflarca gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
ASÜD Genel Sekreteri, gerekli önlemler alınmadığı takdirde süt fiyatlarının artış eğilimine girebileceğini, bunun da üretici, sanayici ve tüketiciyi, dolayısıyla ülke ekonomisini etkileyecek bir unsur haline dönüşebileceğini kaydetti. Fiyat istikrarını korumak için, üretici maliyetlerini etkileyen girdi fiyatlarının artışına çözüm üretilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. İsmail Mert, önerilerini şöyle sıraladı: “Yem teşviklerinin, belli bir süreyi kapsayacak şekilde yükseltilmesi, öte yandan yemlik bitkilerin ithalatında gümrük vergileri dahil bazı istisnalara gidilmesi çözüm konusunda etkili olacaktır. Bunu yanı sıra devletin elindeki mısır, arpa ve buğday stoklarının uygun fiyatla çiftçilerimize satışına başlanmasının, diğer çözümlerle birlikte devreye sokularak yem fiyatlarındaki artış eğrisini durdurabileceğini öngörüyoruz.”
İlk önlemler
Gelişmeler üzerine harekete geçen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ilk iş olarak Toprak Mahsulleri Ofisi’nin elinde bulunan 102 bin ton arpayı, KDV hariç olmak üzere 0,589 TL/Kg fiyattan satışa çıkardı. Bakanlık ayrıca 9 Ağustos tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Bitki Karantinası Yönetmeliğinde yaptığı değişiklik-lerle hububat sapları ve kapçıklarının ithaline imkân sağladı.
Bitkisel yağda durum
ABD, kuraklık sonucu Temmuz ayında rekolte tahminlerini düşürdü ve mısırda 45 milyon ton, soya fasulyesinde de 4 milyon ton civarında üretim kaybı olacağını açıkladı. Bu tahminler sonucu dünya piyasalarında Haziran ayında tonu 560-600 dolar arasında değişen soya fasulyesi fiyatları Temmuz ayı sonlarında 700-710 dolara yükseldi. Mısır fiyatlarındaki artış ise %50 oranına ulaştı.
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı A. Edip Uğur, büyük bir kısmını Rusya, Ukrayna gibi Karadeniz ülkelerinden temin ettiğimiz ayçiçeği tohumunda da, bu ülkelerde etkili olan sıcak hava ve buna bağlı kuraklığın etkisiyle rekolte tahminlerinin düştüğünü bildirdi. Rusya ve Ukrayna, Haziran ayı tahminlerine göre ayçiçeği tohumu üretiminde %15-20 oranında düşüş olacağını açıkladı. Aynı durum Doğu Avrupa ülkeleri içinde geçerli.
“Benzer bir durum ülkemizde de görülüyor” diyen BYSD Başkanı, iki ay öncesine kadar ekim alanlarının genişlemesi sebebiyle 1,3 milyon tona yakın ayçiçeği tohumu rekoltesi beklenirken son sıcaklıklar ve yağışın azalması nedeniyle üretimin %10-15 düzeyinde düşeceğini tahmin ediyor. Uğur; “Üretimin düşmesi tabii ki fiyatları olumsuz etkiliyor ve yükseliş devam ediyor” diyor.
Kanola, ayçiçeği gibi bazı yağlı tohumlarda hasat sezonunun yaklaşması nedeniyle fiyatların düşmesi beklenirken, kuraklık ve sıcaklık nedeniyle tam aksine fiyatların yükselme seyrine girdiğine dikkat çeken Edip Uğur; dünya piyasalarında yağlı tohum ve ham yağ fiyatlarının daha da yükseleceğinin tahmin edildiğini belirtiyor. Uğur, bu tür olumsuzluklardan daha az etkilenmek bakımından ülkemizde yağlı tohumlu bitkilerin üretimlerinin bir an önce artırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini vurguluyor.