İspanyol Gribi 1918 yılında ortaya çıkarak dünyanın birçok ülkesinde etkili olmuş ve 50 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olmuştu. Peki o dönemde yaşananlardan, bugün yaşadığımız COVID-19 salgını için çıkarılabilecek dersler neler? İspanyol Gribi hakkında sorulması gerkentüm sorular…
2019 yılında Journal of Preventive Medicine and Hygiene dergisinde yayınlanan bir araştırma, 100 yıl önceki salgından çıkarılması gereken önemli dersler olduğunu gösteriyor.
Bugün 7.8 milyara ulaşan insan nüfusu o dönemde 1.8 milyardı. Dünyamız bugün salgının çok daha kolay ve hızlı yayıldığı, seyahatin daha fazla olduğu bir düzende.
“İspanyol Gribi Pandemisi: 1918’den yıl sonra çıkarılacak bir tarih dersi” isimli çalışma, içinde bulunduğumuz COVID-19 salgınında bize rehberlik edebilecek önemli tespitler barındırıyor…
Gelin tarihe ışık tutan bu araştırmaya yakından bakalım…
Salgın 2 kez zirve yaptı, yaşlı ve çocukları vurdu
1918 yılında İspanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’dan yayılan bir grip, 1. Dünya Savaşı sırasında ciddi bir tahribata yol açtı. 1918 yılındaki grip pandemisi dünya genelinde 50 milyon insanın yaşamını yitirmesine yol açtı. Pandeminin çok büyük sosyoekonomik sonuçları da oldu.
İspanyol Gribi adı verilen bu enfeksiyon, farklı yaş gruplarını etkileyerek “W” şeklinde bir trend izledi. Çocuk ve yaşlılarda 2 kez zirve yaptı. Genç yetişkinler de salgından etkilendi.
Bazı yerel sağlık otoriteleri, toplumda paniğe yok açmamak amacıyla hastalıktan etkilenen ve ölen insanların sayısını açıklamadı. Sonuç olarak, hastalığın o dönemkisini gerçek etkisini kestirebilmek oldukça güç.
İlk tedbirler Ağustos 2018’de alınıyor ve 6 ay içinde salgın kontrol altına alınıyor. Ancak önlemlerin kaldırıldığı ülkelerde hastalık tekrar salgına yol açıyor ve dünya genelinde 1920 yılına kadar farklı bölgelerde görülüyor…
Salgının yayılma safhaları
Salgında kayda geçmiş ilk vaka ABD’de, askeri bir kampta yaşandı. Daya sonra 1. Dünya Savaşı devam ederken Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya’da yayıldı.
1918 yılı başlarında Fransız ve İngiliz birliklerinin çoğunda grip görülse de hastalık hafif ve kısa süreli seyrettiği, ölüm oranı mevsimsel griple yakın olduğu için ciddi tedbirler alınmıyor. Bu ilk dalga olarak anılıyor.
1918 yaz aylarında ise 2. dalga yaşanıyor ve bu kez 1.5 aylık bir sürede Amerika kıtasının tamamına, Batı ve Güney Afrika’ya, Avrupa’ya, Rusya’ya ve Asya’ya yayılıyor. İkinci dalgadaki ölüm sayısının çok yüksek olması nedeniyle birçok ülkede ciddi tedbirler alınıyor, bunun neticesinde yıl sonunda salgın kontrol altına alınıyor.
Salgın 1919 yılına gelindiğinde ise önlemleri kaldıran Avustralya’da patlak veriyor. Daha sonra New York, Paris ve Japonya’da etkili oluyor ve 2020 yılına kadar etkisini sürdürüyor.
İspanyol Gribi hakkında ne biliyoruz?
Hastalığın en ağır etkilediği yaş grupları yaşlılar ve çocuklar oldu. O dönemin imkanları ve savaş ortamı nedeniyle hastalığın ne kadar yayıldığı ve gerçek ölüm oranları tam olarak belirlenemedi.
Hastalığa bir virüsün yol açtığı 1930 yılında belirlendi, 1933 yılında ise virüs izole edildi.
Hastalığın adı neden İspanyol Gribi?
İspanya, 1. Dünya Savaşı’na katılmayan tarafsız ülkelerdendi. Bu nedenle salgınla ilgili haberlerin özgürce yayınlanmasının mümkün olduğu bir ortama sahipti. 1918 yılı sonbaharında İspanyol gazeteleri pandemiden ölenlerin isimleri ile doluydu.
Diğer Avrupa ülkelerinde basın salgının yayıldığına dair haberleri paylaşmaktan imtina ediyordu.
Gazetelerin salgınla ilgili haberlere sıkça ve geniş yer vermesi nedeniyle, hatalı bir şekilde pandeminin İspanya’da başladığı algılandı ve İspanyol Gribi olarak tarihe geçti.
Salgın nasıl durduruldu?
O dönemde hastalığa karşı kullanılabilecek hiçbir aşı veya antiviral ilaç bulunmadığından tek etkili silah toplumsal sağlık tedbirler.
Salgının 6. ayında alınan ilk tedbirler çerçevesinde Avrupa ülkelerinde askeri birlikler ve okullar gözlem altına alındı, şüpheli vakaları bildirme zorunluluğu getirildi. Avrupa’da tedbirler kademeli olarak arttırıldı ve daha çok ülkede uygulanmaya başlandı. İbadet amaçlı toplanmaya kısıtlama getirildi, toplu taşımada taşınacak yolcu sayıları sınırlandırıldı, kalabalıkların toplanması yasaklandı; kilise, sinema, tiyatro ve benzer etkinliklerin düzenlendiği alanlar dezenfekte edildi…
Yerel sağlık ocakları yoksul insanlara temiz su ve sabun sağladı, kanalizasyon hizmetleri arttırıldı, süt ve diğer gıda ürünlerine yönelik denetimler sıkılaştırıldı, sokakta tükürmek yasakladı…
Bu önlemlerden hangisinin ne kadar etkili olduğunu belirlemek zor.

Çıkarılacak dersler ne?
Ancak şüpheli vakaların takip yoluyla belirlenmesi, gönüllü ve zorunlu karantina ve izolasyon uygulamaları, İspanyol Gribi’nin daha fazla yayılmasının önünü kesti. Ancak hastalık 2 yıl boyunca dünya genelinde milyonlarca insanın ölmesine neden oldu ve bugün yaşadığımız salgına ışık tutan birçok ders çıkarmamızı sağladı.
En önemli derslerden biri, salgının geçtiğini düşünerek zamanından önce kaldırılan veya hafifletilen tedbirlerin, salgının tekrar patlamasına yol açtığı. Şu anda başta ABD olmak üzere birçok ülkedeki artışta olan COVID-19 vakaları, ne yazık ki aynı hatanın tekrar ettiğini gösteriyor.
İzolasyon, hijyen, takip, maske kullanımı gibi stratejilerin salgın hastalıkların yayılmasını önlemekteki etkisi de salgını önleme konusunda çıkarılması gereken dersler arasında…